Türkiye "hesap verme" kavramını hatırlamaya başlıyor

Son haftalarda Türkiye’nin gündeminde dikkat çekici bir ortak başlık var: kara para, mafya bağlantıları, mali suçlar ve kayıt dışı servet operasyonları.

Bir dönem dokunulmaz görünen, lüks yaşamlarıyla gündeme gelen birçok isim ya gözaltında, ya da haklarında yakalama kararı çıkarılmış durumda. Bu tablo ister istemez şu soruyu akla getiriyor: Türkiye bir temizlenme sürecine mi giriyor?

Uzun yıllar boyunca “herkesin her şeyi bildiği ama kimsenin hiçbir şey söylemediği” bir dönemden geçtik. Para, siyaset, medya ve yeraltı dünyası arasındaki sınırların giderek silikleştiği; mafya estetiğinin popüler kültürde dahi normalleştiği bir iklim oluştu. Ancak son dönemdeki operasyonlar bu denklemi sarsar nitelikte.

Kimi eski zenginlerin, kimi “network” kurucularının, kimi de göz kamaştırıcı sosyal medya figürlerinin dosyaları birer birer açılıyor.

Burada kritik olan nokta şu: Bu operasyonlar bir sistem değişiminin işareti mi, yoksa geçici bir temizlik görüntüsü mü? Türkiye, gerçekten “kirli para ekonomisinden” arınmaya mı çalışıyor, yoksa küresel baskılar ve finansal şeffaflık mekanizmaları gereği zorunlu bir adım mı atıyor?

Gerçek bir arınma süreci, sadece suçluların tutuklanmasıyla olmaz. Bunun için “kara para”yı mümkün kılan sosyal ve ekonomik zeminin de dönüştürülmesi gerekir. Yani mesele birkaç ismin tutuklanması değil; o isimlerin nasıl ve kimlerin himayesinde büyüdüğünün sorgulanmasıdır.

Türkiye uzun süredir ekonomik olarak da, toplumsal olarak da “temizlenmeye” ihtiyaç duyuyor. Çünkü kirlenme yalnızca finansal değil; dilimizde, davranışlarımızda, değerlerimizde de kendini hissettiriyor. Lüks, şatafat ve kolay yoldan zenginleşme, bir başarı göstergesi hâline geldi. Şimdi, bu kültürel kodların yeniden sorgulandığı bir döneme giriyor gibiyiz.

Operasyonların arkasındaki irade ne olursa olsun, temizlenme fikri başlı başına bir toplumsal umut taşıyor. Devletin farklı kurumlarının eşgüdümlü hareket etmesi, özellikle Mali Suçlar ve Organize Suçlar birimlerinin koordinasyonu, bir güven duygusu yaratıyor. Ancak bu süreç, adaletin gerçekten herkese eşit uygulandığı bir çerçeveye oturursa anlam kazanır.

Türkiye, belki de uzun bir aradan sonra yeniden “hesap verme” kavramını hatırlıyor. Bu, sadece bir hukuk meselesi değil; toplumsal hafızanın, vicdanın, değer yargılarının da yeniden inşası anlamına geliyor.

Eğer bu süreç samimi ve sürdürülebilir bir çizgide ilerlerse, “Türkiye temizleniyor mu?” sorusunun cevabı da zamanla kendiliğinden verilecektir.

Belki de asıl mesele, kimin yargılandığı değil; artık “dokunulmaz kimse yok” duygusunun toplumda yer etmesidir.

Ve belki de bu defa, gerçekten bir şeyler değişiyordur.


Engin Demir

17.10.2025 10:27:00


Servis otobüsü yolcu otobüsüne çarptı: 13 yaralı

Beyoğlu’nda 4 katlı binanın çatısı alev alev yandı: Vatandaşlar tahliye edildi

Kayseri’de 356 motosiklet sorgulandı: 7 araç trafikten men edildi

Feci kazada takla atan otomobil sürücüsü araçta sıkıştı

AŞTİ’de otobüs yangını paniğe neden oldu

Kurşunlanan evde kimsenin olmaması faciayı önledi

Uygulama yapan polise, araç çarptı

Aksaray’da açıkta alkol alan 2 şahsa kabahatler kanunundan ceza kesildi

Erzurum’da Cami yangını korkuttu

Çeltik kurutma makinesinde cansız bedeni bulundu

İki gün önce işbaşı yaptığı şantiyede rahatsızlanan işçi hayatını kaybetti

Turgay Başyayla, Niğde Gastronomi Festivali’nde sahle aldı

Bodrum’da trafik kazası: 2 yaralı

Kaza yaparak savrulan motosiklet yayalara çarptı: 5 yaralı

Kocaeli’de iş yeri kurşunlama olayının arkasından suç örgütü çıktı: 2 tutuklama

Hamas, İsrailli rehinelerin cesetlerine ulaşmak için kazı çalışmalarını sürdürüyor

Uşak’ta otomobil ile traktör çarpıştığı kazada karı koca yaralandı