11 Temmuz’da koşulan 7. etap, Saint-Malo’dan başlayıp Mûr-de-Bretagne (Guerlédan) zirvesine ulaşan 197 km’lik nefes kesen bir yolculuktu. Bu etap, sadece bir dağ tırmanışı değil; tarihi ve kültürel dokunun içinde geçen bir mücadeleydi.
Saint-Malo’nun surlarından başlayan yarış, Kuzey’in rüzgârlı kıyı şeridinden geçerek kırılmaz gibi görünen Brezilya taş evleri arasında sürerken, Bernard Hinault’un memleketi Calorguen ve Yffiniac köyleriyle kazanılan yerel coşkuya tanıklık etti. İki kez çıkılan son Mûr‑de‑Bretagne tırmanışı, film sahnelerini aratmayan bir finale ev sahipliği yaptı. Zirvede yerleşik Orta Çağ köyü, nefes nefese kalan bisikletçilerin arkasına kıvrılmış dağ manzarasıyla birleşti, burası sadece bir dağ bitişi değil, hikâyelerle dolu bir anıt gibiydi.
Etap boyunca birçok kaçış girişimi yaşandı. Geraint Thomas, Alex Baudin, Ewen Costiou, Marco Haller ve Iván García Cortina gibi isimlerin bulunduğu kaçış grubu, yaklaşık 50 km boyunca pelotondan önde gitti. Ancak Mûr’deki ilk tırmanışta peloton onlara yetişti. 6 km kala yaşanan yüksek tempolu düşüşler, João Almeida gibi önemli destekçileri yarış dışı bıraktı.
Son tırmanışa yönelen favoriler arasında Pogačar, Vingegaard ve Evenepoel hızlandı. Pogačar’ın takım arkadaşı Jhonnatan Narváez, kritik bir blokajla öne geçti ve Pogačar, 150 metre kala sprint atak yapıp etap şampiyonu oldu. Bu şampiyonlukla hem etap zaferini kazandı hem de yeniden sarı mayonu sırtına geçirdi. Genel klasman da sıralaması şu şekilde;
Etabı üçüncü bitiren Jonas Vingegaard güçlü performansıyla dikkat çekti. Mathieu van der Poel ise kas ağrılarıyla toparlanamadı ve sarı mayoyu Pogačar’a bıraktı.
Yarın rotamız, Guingamp ve Rennes’in kır havasını barındıran Laval’e gidiyor. 171 kilometrelik 8. etap, hafif dalgalı yapısıyla hem sprintçi hem kaçış gruplarına fırsat sunuyor. Yol boyunca Loire Nehri vadileri, küçük kaleler, elma ağaçları ve süt ürünleriyle dolu manzaralar boyunca, sarı mayo için yeni talepler doğabilir. Rüzgâr yine devrede olacak, kör noktalar, güçlü taktikler ve yeni bir şampiyonluk öyküsü kapıda