Sahne hazırdı, zemin yoktu

Timberlake geliyor diye haftalar öncesinden İstanbul'un kültür takvimi heyecanla dolmuştu.

Bilet fiyatları alışılagelmişin üzerindeydi, beklenti büyüktü. Ancak konser günü sosyal medyaya düşen görüntüler, beklenenin tersine, tam bir organizasyonel kaos sergiledi. Sahne vardı ama zemin yoktu. Kimin nereden gireceği, hangi biletle nereden izleyeceği, sahnenin ne kadar görülebileceği gibi en temel sorular cevapsız kalmıştı. Aşılmaz güvenlik bariyerleri, eksik yönlendirme tabelaları, kuralsızlığın kural olduğu bir anomi hali, sosyal medyaya yansıyan videolarının ana teması oldu.

Tüm bunlar, 30 Temmuz 2025 Çarşamba akşamı, İstanbul Teknik Üniversitesi Stadyumu’nda gerçekleşen Justin Timberlake konserinin ardından yaşandı. Stagepass ve Live Nation ortaklığında organize edilen konserin bilet satışı Biletix üzerinden yürütüldü. İletişim sürecini ise Brand Union üstlendi. Ancak ne sosyal medya hesaplarında ne de resmi açıklamalarda yaşanan kaosa dair anlamlı bir açıklama yapıl(a)madı. Üstelik Biletix’in kendi internet sitesindeki yorum bölümü de, "yorum yapan kişinin organizasyona katılıp katılmadığı doğrulanamadı" gerekçesiyle hızla sansürlendi; bazı online şikâyet sitelerindeki içerikler de benzeri yöntemlerle yayından kaldırıldı. Bu durum tepkileri feverana, homurtu hâlindeki şikâyetleri ise yüksek sesli bağırışlara çevirdi. Sesler yalnızca Twitter ve Instagram gibi mecralarda yankılanabildi.

Yoğun Satış ama Zayıf Altyapı

Peki bu kadar pahalı, bu kadar iddialı bir konser neden bir kaosa dönüştü? Sorunun temelinde, etkinliğin makul organizasyon kapasitesini aşan bir bilet satışı ve buna uygun bir altyapının planlanmamış olması yatıyor. Tek bir giriş kapısı, bilet kontrolünde yaşanan aksamalar, birçok izleyiciyi saatlerce bekletti. Bazı izleyiciler sahneyi göremedikleri için, konser alanını terk etti; bazıları ise biletinin karşılığı olan alanı hiç bulmadı. 

Organizasyonel Başarısızlık Siyasallaştırıldı

Tüm bu sorunlar üzerine konuşulması gerekirken, tartışma kısa sürede başka bir yöne kaydı. Organizasyon firmasının ve iletişim ajansının yönetici ve çalışanlarının geçmişte hükümet yanlısı açıklamalar yapmış olması, sosyal medya eleştirilerinin hızla politikleşmesine neden oldu. Yaşanan kaosun teknik boyutu göz ardı edilerek, niyet okuma üzerinden bir kutuplaşma yeniden üretildi.

Oysa tartışılması gereken, firma sahibinin siyasi duruşu değil; verilen hizmetin kalitesiydi. Her kötü hizmetin arkasında politik bir sebep aramak, hizmet kalitesinin kendisini konuşmayı da imkânsızlaştırır. Bu da bizi daha önce ele aldığımız temel meseleye, yani Türkiye’de toplumsal düzeyde müzakere kapasitesinin zayıflığına geri götürüyor. Tartışma, çoğu zaman teknik bir eleştiriden çok kimliksel bir pozisyon alışa dönüşüyor. Böylece hizmetin niteliği yerine, failin kimliği konuşuluyor; çözüm yerine mahkûmiyet öne çıkıyor. Geçen haftaki yazımda belirttiğim gibi; bizde fikirler değil, kimlikler çatışıyor — ve bu, müzakerenin önünü tıkıyor.

Firma ise şikayetlere cevap vermek ve krizi yönetmek yerine sessiz kalmayı tercih etti ve yaşanan sorunun terör riski nedeniyle polisin aldığı önlemlerden kaynaklandığını öne sürerek sorumluluktan kaçındı. Bu durum karşısında seyircinin tepkisi elbette anlaşılır. Bir hizmet satın alınmış, karşılığında bir deneyim beklenmişti. 

Tüketici şikayetlerini şöyle bir taradığınızda, sorunsallaştırılanın aslında hizmet kalitesinden ziyade “özel bir konfor alanı beklentisi”nin karşılanamaması olduğunu anlıyorsunuz. Ancak burada tüketici tepkisinin de bir sınavdan geçtiğini söylemek gerekiyor. Stadyum içi bilet fiyatları arasında altı kata varan farklar vardı ve “elmas”, “altın”, “gümüş” gibi ifadelerle satılan biletlerden ciddi bir hizmet beklentisi oluşmuştu. Böylesi kalabalık konserlerde sahne karşısında ‘ayrıcalıklı bir deneyim’ beklentisi baştan gerçek dışı. Tüketici haklı olabilir; ama bazen haklılık da yanılsamalı bir yerden doğar.

Eleştiri, düzeltme için yapılır; infaz için değil. Hizmet üreten firma sorumluluğunu üstlenmeli, izleyici de beklentilerini makul sınırlar içinde tutmalıydı. Ancak bu olmadı. Sonuçta geriye kalan şey, Justin Timberlake’in sahnesinden çok, Türkiye’deki organizasyon kültürüne dair yeni bir hayal kırıklığı oldu.

Seyircili ama Seyirciye Göre Olmayan Konserler Çağındayız

Bu noktada hem hizmet veren hem de hizmet alan tarafta ciddi sorunlar görüyorum. Hizmet veren firma, bireylere hizmet sunduğu gerçeğinden oldukça uzakta; bilet başı kâr/gelir hesaplamasına odaklanmış. Bir deneyim ve hizmet sunduğu gerçeğini ise ihmal etmiş görünüyor.

Hizmet alanlar ise kendilerini oldukça “ayrıcalıklı” bir konumda görüyor ve ya ödedikleri ücretle ya da sosyal statüleriyle orantılı olarak “çok özel hissettirilmeleri” gerektiğini düşünüyorlar. Oysa büyük ölçekli konserlerde, deneyimin kitlesel doğası bu beklentileri çoğu zaman boşa çıkarır.

Takip eden süreçte yaşanan yorumları kaldırmak, firmanın siyasi gerekçelerle hedef alınması da müzakere kapısını kapatarak bu sorunu yalnızca bir sonraki etkinliğe erteliyor. Böylece, eleştiri kültürü gelişmiyor; sadece bir krizden diğerine doğru yol almaya devam ediyoruz. 

Haftaya…

Haftaya, gündemimize yeniden giren “gerçek ve sahte diplomalar” tartışmasından yola çıkarak, Türkiye’de eğitimin bireylere sağladığı ayrıcalık beklentisini ve bu beklentinin toplumsal davranışlara etkisini ele alacağım.


Mehmet Demiray

7.08.2025 09:06:00


Jandarmadan kaçtı, kahve içerken polise yakalandı

Bursa’da 2 katlı bina alevlere teslim oldu, o anlar havadan dronla görüntülendi

Sultangazi’de seyir halindeki araç alevlere teslim oldu

Mardin’de çok sayıda kaçak silah ve mühimmat ele geçirildi

Balıkesir’de depoda yangın

Hakkında 18 yıl 9 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan JASAT’tan kurtulamadı

Erzincan’da trafik kazası: 2’i çocuk 4 yaralı

Ordu’da deniz kıyısında cansız kadın bedeni bulundu

Erzincan’da 1,4 Milyon TL’lik dolandırıcılık operasyonu

Eskişehir merkezli 4 ilde FETÖ’nün kadın yapılanmasına yönelik operasyonda 16 şahıs yakalandı

Çatıdan düşen şahıs hayatını kaybetti

Kırşehir’de yaralı halde bulunan şahin tedavi altına alındı

Aydın’da görünmez kaza: 1 yaralı

Nazilli’deki yangının bilgisayar kasasından çıktığı tespit edildi

Alev alan araçtan 5 canı kurtardı: AFAD görevlisine başarı belgesi

Genç kadın hırsızlık amacıyla eve girince tutuklandı

Çankırı’da ambulansla otomobil çarpıştı: 1 yaralı