Popüler avukat olmanın dayanılmaz hafifliği ve Rezan Epözdemir vakası

Türkiye’de bazı avukatlar vardır; dosyalarından çok ekranlardaki görüntüleriyle hatırlanırlar.

Mahkeme salonunun ciddiyetinden çok televizyon stüdyolarının ışıkları onlara yakışır. Rezan Epözdemir, son yıllarda bu profilin en bilinen isimlerinden biri.

Türkiye’de avukatlık mesleği, teoride soğukkanlı hukuk bilgisi ve adalet arayışı üzerine kuruludur. Pratikte ise bazı avukatların mesleki rotası, toplumun ilgisini çeken dosyalarla ve bu dosyaların getirdiği medyatik görünürlükle şekillenebilir. Rezan Epözdemir, bu ikinci kategoriye yerleşmiş isimlerden biri olarak uzun süredir kamuoyunun radarında.

Henüz genç yaşlarda tanınmaya başlaması, yalnızca hukuki yetkinliğiyle değil, medyanın en çok takip ettiği davalarda boy göstermesiyle mümkün oldu. Münevver Karabulut davası, Pınar Gültekin cinayeti, Alara Karademir olayı… Her biri, toplumsal tepkinin zirvede olduğu, haber kanallarının günlerce canlı yayın yaptığı dosyalar. Epözdemir, bu dosyaların birçoğunda mağdur ailelerin avukatı olarak yer aldı ve her davada mikrofonların karşısına geçti. Özellikle son dönemde, 14 yaşında acımasızca katledilen Mattia Ahmet Minguzzi davasının avukatı olarak da sık sık ekranlarda gördük kendisini. Bu süreçte avukat olarak bile tehdit edildiğini kendi ağzından öğrendik.

Bu durum, hukuk ile popülerlik arasındaki o hassas çizgiyi gündeme getiriyor. Zira bir avukatın “ücretsiz” seçtiği davalar, her ne kadar mesleki tercih gibi görünse de, kamuoyu nezdinde “popüler olma stratejisi” olarak algılanabiliyor. Rezan Epözdemir’in adının sadece adliye koridorlarında değil, televizyon programlarında, sosyal medyada ve kulüp kongrelerinde de sık sık anılması, bu algıyı pekiştiren unsurlar arasında.

Özellikle Galatasaray Spor Kulübü’ne yakınlığı ve oradaki yönetim süreçlerinde üstlendiği roller, onun yalnızca bir hukukçu değil, aynı zamanda bir “kamu figürü” olma arzusunu gösteriyor. Spor camiasındaki etkili isimlerle ilişkiler, medyada yer alma biçimi ve davalardaki yüksek görünürlük, bir noktada hukukun arka planında kalmasına yol açabiliyor.

Son günlerde yaşanan gözaltı süreci, henüz yargı önünde kesinleşmiş bir durum yaratmamış olsa da, bu popülerlik stratejisinin risklerini gözler önüne seriyor. Çünkü medyada tanınan bir avukat, yalnızca başarılarıyla değil, yaşadığı her krizle de manşet olur.

Sosyolojik olarak bakıldığında, Rezan Epözdemir vakası, Türkiye’de avukatlık mesleğinin medya ile ilişkisini, popüler davaların “sıçrama tahtası” olarak kullanılma potansiyelini ve bunun uzun vadede yaratabileceği imaj risklerini tartışmaya açıyor. Hukuk, medyadan tamamen kopuk olamaz; ancak medyanın gölgesinde kalan bir hukuk pratiği, bazen en güçlü savunma makamını bile zayıflatabilir.


Engin Demir

12.08.2025 12:32:00


Sokak ortasında cinayet kamerada: Jiletle çevreye rahatsızlık veren şahıs silahla vuruldu

Çeşme’de şiddetli yağmur sele dönüştü

Park halindeki tıra çarpan sürücü, ağır hasar alan aracını bırakıp kaçtı

Gemlik’te otomobil takla attı: 3 yaralı

İznik’te bin litre kaçak etil alkol ele geçirildi

Çerkezköy’de sağanak etkili oldu: Evi lağım suyu bastı

Bursa’da 9 kilo 400 gram esrar ele geçirildi

Konya’da tır ile kamyonet çarpıştı: 1 ölü, 2 yaralı

Kayseri’de 15 yıl 7 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan firari yakalandı

Kazada Fiat Tofaş ortadan ikiye ayrıldı: 1 yaralı

Kavşakta meydana gelen trafik kazasında 4 kişi yaralandı

Sumud Filosu aktivistleri sağlık kontrolü için Adli Tıp Kurumuna getirildi

Çorum’da tıran çarpan motosikletin sürücüsü hayatını kaybetti

Darıca’da otomobil ile elektrikli bisiklet çarpıştı: 1 yaralı

Osmaniye’de motorsiklet ile otomobil çarpıştı: 2 kişi yaralandı

4 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan FETÖ üyesi yakalandı

Kastamonu’da binlerce sentetik ecza hapıyla yakalanan 2 kişi tutuklandı