Medeniyetin maskesi düşerken

Merhaba sevgili okuyucularım,

Bayram sonrası Ege sahilleri tekrar canlandı. Yazlıkçılar döndü, balkonlar ışıklandı, plajlar kalabalıklaştı. Medeniyetin simgesi olarak bilinen güney sahillerinde, Ege kıyılarında yaz huzuru bekleyen onca insan, ne yazık ki Türkiye’nin en köklü ve en karanlık sorunlarından biriyle bir kez daha yüzleşti: kadına yönelik erkek şiddeti.

Bu hafta Bodrum civarında yaşanan bir olay, “medeniyet” dediğimiz kavramın ne kadar kırılgan, ne kadar yüzeysel olabileceğini hepimize tekrar gösterdi. Yazlığına köpeğiyle gelen, bekar bir kadın… Bahçesinde sessiz sakin oturan, kimseye zararı olmayan küçük bir ev köpeği… Ve bu manzaraya tahammül edemeyen, bağırarak hakaretler eden, tehditler savuran bir adam. Üstelik tehdit yalnızca kadına değil: Köpeğe “öldüreceğim” diyor, kız kardeşine yumrukla saldırmak istiyor, site sakinlerini topluca “öldürmekle” tehdit ediyor.

Ve sonra?

Karakolda “hiçbir şey hatırlamıyorum” diyen bir adam. “Köpek bana saldırdı” bahanesine sığınan bir saldırgan. Ve daha da trajik olanı: Oğlunun davranışlarını haklı gören bir anne. “Oğlumu çıldırttınız” diyebilen bir zihniyetin içinde yaşıyoruz. Toplumsal delilik halinin aile içinde nasıl meşrulaştırıldığını, nasıl ev içi şiddetin toplumun geneline yayıldığını gösteren çok çarpıcı bir örnek bu.

Olayın en ürkütücü yanı ise şu: Bu bir istisna değil. Bu bir “anlık öfke” değil. Bu, yıllardır üstü örtülen, halının altına süpürülen, “çok da büyütmeyelim” denilen bir şiddetin dışa vurmuş hali. Ve toplum olarak bu şiddete karşı ya körüz, ya da alışmışız. O kadar sıradanlaşmış ki: Kadının yalnız olması, köpek beslemesi, bekar olması bile bir “kışkırtma” nedeni sayılıyor.

Burası Ege… Burası medeniyetin beşiği değil miydi?

Hayır. Medeniyet, denize nazır balkonlarda rakı içmek değil. Medeniyet, trafikte radar koymak da değil sadece. Medeniyet, bir kadına bağıran erkeğin karşısında susmamak; köpeğiyle yaşayan kadını tehdit eden adamın cezalandırılmasını istemek; saldırganı değil mağduru koruyan bir hukuk sistemi kurmaktır.

Bugün Türkiye’de kadın olmak, sokakta, yazlıkta, şehirde, taşrada – nerede olursa olsun – tehlike altındadır. Erkek şiddeti sadece fiziksel değil; aynı zamanda psikolojik, ekonomik ve toplumsal bir baskıdır. Ve bu baskı özellikle yalnız kadınlara, dul kadınlara, hayvan besleyen kadınlara yönelmiştir. Bu bir tesadüf değildir.

Devlet, kadınların güvenliğini sağlamak zorundadır. Tıpkı trafikte uygulanan kurallar gibi, toplumsal ilişkilerde de sınırlar olmalı, cezalar açık ve caydırıcı olmalıdır. “Radar” gibi görünür, ölçülebilir ve hızlı müdahale araçları sadece trafikte değil, evde, sokakta, sitede de kurulmalı. Her tehdit savuran, her hakaret eden erkek “bir şey hatırlamıyorum” diyerek serbest kalmamalı.

Bu ülkede huzur, sadece hız limitleriyle değil, şiddet limitleriyle de sağlanabilir. Ve o limitler, artık çoktan aşıldı.

İşte bu yüzden, yalnız kadınlara, hayvanları seven kadınlara, bağımsız ve kendi hayatını kurmuş kadınlara yönelen bu tahammülsüzlüğün adını koyalım: Bu, erkek egemen düzenin kendini tehdit altında hissetmesidir. Ve o düzenin bozulması, hepimizin sorumluluğudur.

Yazın güzelliği, sadece denizle değil; bir kadının site içinde köpeğiyle özgürce yürüyebilmesiyle mümkündür.

Unutmayın: medeniyet, huzurun değil, adaletin sonucudur.


Arzu Başkan

12.06.2025 13:26:00


Kavgada ilgisi olmayan esnaf kalbinden vuruldu

Ankara’da sokak ortasında uyuşturucu krizine girdiği öngörülen 2 kişi hayatını kaybetti

Kadınların sessiz tehlikesi: Sistit ve havuz hijyenine dikkat

Mardin’de orman yangınına havadan ve karadan müdahale sürüyor

Bağcılar’da parklar ve yeşil alanlar ilaçlanıyor

Kazada hayatını kaybeden traktör sürücüsü toprağa verildi

Tunceli’de fiyat denetimleri sürüyor

Tunceli’de UMKE temel eğitimi başarıyla tamamlandı

Sinop’ta yaralı halde bulunan leylek tedavi altına alındı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş Erzincan’a geliyor

Rusya’dan İsrail’in İran saldırısına kınama

İran Dışişleri Bakanı Arakçi’den BM’ye mektup: "İsrail artık tüm kırmızı çizgileri aştı"

Pezeşkiyan’dan ilk açıklama: "Siyonist rejim bugünkü eyleminden pişmanlık duyacak"

Karabüklü iki hentbolcu, milli takım kampına davet edildi

Cevdet Yılmaz: "İsrail’in İran’a yönelik saldırısı hiçbir hukuki temeli, meşruiyeti olmayan bir saldırı"

Yardım etkinliğinin geliri Gazze’ye bağışlanacak

TüvTürk muayene istasyonuna operasyon: 3 gözaltı