Bengü Tonyalı

Tarih: 01.05.2025 16:28

Mayıs

Facebook Twitter Linked-in

Her gününe anlam yüklemeyi başarmış bir ay olarak tüm bu günleri idrak edebildiğimizi düşünüyor muyuz? Yoksa tatil günü, hediye günü, yürüyüş örgütlenme, kargaşa günü olarak mı günün anlamını değerlendiriyoruz. Klişe hareketlerin önüne geçip gerçek anlamda fark yaratan projeler, kutlamalar, değer katan çalışmalar yapıyor muyuz? Yoksa sadece tabu olmuş hareketlerin peşinden koşan eylemcilerin uşağı mı oluyoruz? 

En başta, küresel iklim değişikliklerinin dile gelmediği o yıllara gidelim. 70’li yıllarda, İlkbahar-Yaz-Sonbahar-Kış diye ilkokulda sınıflarımıza şeritler yazar altlarına da ilkbahar diye Mart/Nisan/Mayıs olarak Bahar aylarını sıralardık. 

Bahar olup içimizi ısıtıp yazı müjdeleyen aydı o zamanlar Mayıs ayı. Benim için de çocukluğumun pikniklere gidilen dostlarla kutlanan Bahar Bayramı’dır.

Sümbüller, Laleler, Erguvanlar, Papatyalar, Gelincikler, Güller insana iyi gelen şeylerdi… Piknikte gelincikten bebekler yapardı teyzelerimiz, papatyalardan taçlar… Bu bayram iyi gelirdi içimize.

İşçinin Emekçinin de bayramı olsa 1 Mayıs, soruyorum kendime çalışanın emeğini alması için gayret gösteren günün sembolü olabildi mi? 

1 Mayıs Ülkemizi emekleriyle sırtında taşıyanların bayramı olabildi mi? Yoksa birileri için tatil, diğerleri için örgütlerin yakıp yıktığı, gerçek işçinin de hala oturup çalıştığı, alın teri akıttığı gün mü oluyor?

Bir dahaki 1 Mayıs’a kadar bir yıl içinde nelerin yapılacağı planlandı mı? Aşama aşama işçinin bayramını anlamlı kılacak hem yüreğini hem cebini ısıtacak projeler kondu mu ortaya? Çocuk işçi diye bir terimin kalmadığı bir ülke için nasıl bir çalışma yapıyoruz? Taksim’de Taksim diyerek semboller tabular üzerinden mi hedeflerimiz var?

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kötü, istenmeyen olayların anıldığı gün olmaktan çıkarıp, İşçi’nin bayramı yapabilmek bu insanlığın ve teknolojinin elinde olsa gerek.

Tüm bunların savaşını veren, Gazi Mustafa Kemal Atatürk. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışı, millet olarak varlığımızı güçlendiren, umutlarımızı canlandıran ve yolumuzu aydınlatan tarihi bir adım olarak,  planlı, programlı vizyon sahibi duruşu ile önümüzü açan,

Kurtuluşumuzun sembolü 19 Mayıs’ın da anlamını bulması için daha çok çalışmamız gerek.

Mayıs ayının ikinci pazarı var bir de. Onsuz yaşayamayacağınızı bildiğiniz birini, sizsiz de ayakta durabilmesi için, yeni dünya düzeninde kendini koruyabilmesi, geliştirebilmesi  için yetiştiren o güzel analarımız, onlara duyulan sevgi ve minneti ifade etmek için dünya genelinde kutlanan gün, eli öpülesi 11 Mayıs. Bu günü de hediye günü olmaktan çıkarıp kadınımızı geliştiren çalışmaların olduğu, kız çocuklarımıza iyi örnekler oluşturmak için kullansak daha iyi olmaz mı?

Bu arada 3 Mayıs Özgür Basın Günümüzü de unutmayalım. Dünyaca kutlanan Mayıs günlerinden biri… Biz de Madem “Demokrasiye ve İnsana Dair Her şey” diyerek yola çıktık, o zaman 3 Mayıs bayramımızı Kutlayabilmek için okurlarımızın desteği ve Medyanın siyasetten, siyasetin de medyadan beslenmediği gerçek gazetecilerin basın ilkelerinin yaşamasını istemek en büyük hakkımız.

Eğer tüm bu günlerin düşündüğümüz üzere anlamlı olarak hayrımıza çevirerek, mutluluğumuza hizmet etmesini istiyorsak biraz çaba göstermemiz her alanda görev bilinci ile çalışmamız gerek.  Yok, benim elimden bir şey gelmiyor yapamam diyenler varsa onlar için de tam ayındayız, Mayıs imdadınıza yetişiyor… bir gül ağacına bayram olsun, işler doğru düzgün yürüsün, adalet olsun, sağlık olsun, geleceğimiz güvende olsun diye yazarak bağlayıp, Hızır ile İlyas’a devredin gitsin…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —