Kentsel dönüşümler sonucu, insanın doğayla temasını kurmak veya hayvanlarla oynamak için yeni fırsatlar yaratma konusunda Japonlar gibisi yok.
Hayvanları seven insanlar, göğü delen binaların devasa bloklarında yaşamak zorunda kalıp evcil hayvan besleyememekten şikâyetçi. Hayvan sevgilerini artık kafelerde gideriyorlar. Yeni nesil hayat tarzında “ Temalı kafeler deniyor bunlara, Yavru köpeklerin yanı sıra kirpi, baykuş ve su samuru temalı kafeler olmakla beraber son Tokyo seyahatimde, Harajuku’da bunlara bir yenisini eklendiğini gördüm. Şaşkınlık içinde nasıl olabilir dememe kalmadı kendimi meraktan içeride buldum.
Burası bir domuz yavrusu kafesi, kapısında uzun uzun kuyruklar var. Micro domuz evi, içeride Kısa bir şekerleme yapanlar, kitap okuyanlar, arkadaşlarıyla bir şeyler atıştıranlar, hiçbir şey yapmadan öylece duranlar, ama hepsinin ortak noktası kucaklarında küçük battaniyeler yerde uzanmış oturuyorlar, ellerinde yavru domuzlar, içlerindeki sevginin açlığını doyuruyorlar.
Bir nevi terapi yapıyorlar.
Kafenin iç kısmında hayvanlar ve hayvanlara sarılmanıza veya nasıl tutacağınıza yardımcı olacak personel bulunuyor. Ayrıca hayvanları nasıl besleyeceğinizi de öğretiyorlar.
Özel odaları kullanmak isterseniz 500 yen daha ilave ödüyorsunuz.
Görevliler sürekli olarak yerdeki domuzları kontrol ediyor, eğer herhangi bir yorgunluk belirtisi veya sağlık durumlarında bir değişiklik fark ederlerse onları ayrı bir odada dinlenmeye götürüyorlar.
YouTube için çekim yapmak isteyen müşterileri için bir de "çekim planı" hazırlamışlar.
Şimdi gelelim bu kafeye girebilme şartlarınıza;
*Kendini iyi hissetmeyen kişiler (domuzlar insanlardan soğuk algınlığı ve grip kapabilir). Yanlış okumadınız, insanın soğuk algınlığı kapması değil domuzun grip kapmaması.
*Son iki gün içinde ASF (Afrika Domuz Vebası) vakalarının görüldüğü bir ülkeye girenler, Çin gibi..
*Son iki gün içinde bu kafe dışındaki domuzlarla (örneğin domuz çiftliklerinde, hayvanat bahçelerinde veya evcil hayvan olarak beslenen domuzlar) temas kurmuş olanlar.
Mahalle sakinlerine rahatsızlık vermemek adına bir de bisikletle gelenlerin mağazaya girmesine izin verilmiyor. Toplu taşıma kullanın diyorlar kibarca…
*Koloni domuz ateşi (KGV) ve Afrika domuz ateşi (AGV) domuz ve yaban domuzlarının bulaşıcı hastalıklarıdır ve insanları enfekte etmez. Ancak hastalığın insanlardan domuzlara geçme ihtimali olduğu için mağazaya girmelerine izin vermiyorlar.
Şimdi en önemli nokta; Ayrıntılı bilgi için lütfen Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı web sitesine bakınız, diye sayfalarına not düşmüşler…
Üç tarafı denizlerle kaplı güzel ülkem, bir ada ülkesi olan Japonya’da, bir kafenin web sayfasında bu notu görüp de hüzünlenmemek mümkün değil. Daha öncede denizcilikte çalıştığım yıllarda hep aklımda olan ama şimdi Japonya ile ilişkilerimizde hep karşıma çıkan konu oldu bu “Tarım ve Orman Bakanlığımızın” dışında , balıkların, hayvanların ve tüm denizlerimizin adını bir bakanlıkta görmek en büyük arzum oldu, neden olmasın?
