İzmir

Sanayi Devrimi’nin ezberleriyle günümüz dünyasını yorumlamaya çalışıyoruz.

İnsanın makineleştiği, kol gücüne dayalı üretim modeli 200 yıl öncesinde kaldı. Artık makinelerin insanlaştığı yeni bir çağın içindeyiz.

Sanayi devriminden bu yana işçi sınıfı kavramı, kapitalist üretim ilişkileri içindeki “ezilme” ve “sömürülme”ye karşı hak arayışının simgesi oldu. Fakat bugünün Türkiye’sinde, özellikle kamuda örgütlü bazı sendikal yapılar bu kavramların içini boşaltmakla kalmıyor, onları bir tür ideolojik zırha çevirerek her türlü ekonomik talebi "emek" etiketiyle meşrulaştırmaya çalışıyor.

Oysa kamuda ne klasik işveren profili var, ne de ezilen bir işçi sınıfı portresi. Özellikle büyükşehir belediyelerinde çalışan işçilerin büyük bir kısmı, ortalama özel sektör çalışanının hayalini dahi kuramadığı maaşlar, sosyal haklar ve güvencelere sahip. 

Bu bağlamda, işçi sendikalarının Sanayi Devrimi’nden kalma retoriklerle yürüttüğü söylem hem inandırıcılığını yitirmiş hem de toplum nezdinde karşılıksız kalmıştır.

İşin bir diğer boyutu ise sendikal söylemlerde hala ısrarla kullanılan “emek-sermaye” jargonudur. Oysa ortada ne bir sermaye, ne bir patron, ne de kar maksimizasyonu peşinde koşan bir holding var. Karşılarında vatandaşın vergisiyle ayakta durmaya çalışan bir kamu kurumu var. 

Hal böyleyken, kamu sağlığını tehdit etmek uğruna yapılanlar meşru bir emek mücadelesi değil, kolektif bir ayrıcalık savunusudur.

Bugün yüzbinlerce eğitimli beyaz yakalının düşük ücretlerle çektiği çileleri gördükçe, kamuda ne şekilde ve hangi kriterlere dayanarak istihdam edildiklerini bilemediğimiz bir grubun derdine ortak olmak gelmiyor içimden, kimse kusura bakmasın.

Birileri bana, herhangi bir belediyede nasıl ve ne şekilde işe girildiğini samimiyetle anlatırsa, parti ayırt etmeksizin hemen her belediyede gördüğümüz akraba kadrolaşmasının ne şekilde tesadüf ettiğini açıklarsa onu da yazarım.

Bunun bir sınavı, mülakatı varsa haberimiz olsun. Zira, 113 bin TL’ye çalışmak isteyen, hafta sonunda, bayramlarda tatil yapmak isteyen, kovulma korkusu olmadan yaşamak isteyen milyonlarca eğitimli Türk genci çalışmak için can atıyor.


Ulaş Kaya

3.06.2025 21:19:00


Kaza yapan alkollü sürücü, "Gazeteci çekerse üflemem" diyerek, ekiplere zorluk çıkardı

Otoyolda aracının içinde uyuyan adamı itfaiye camı kırarak uyandırdı

Eyüpsultan’da yağış nedeniyle 7 araç birbirine girdi: 2 yaralı

Dur ihtarına uymayan sürücü polisten 30 kilometre kaçabildi

Menteşe’de bıçaklı kavga:1 kişi ağır yaralı

Beykoz’da trafik kazası : 7 yaralı

Hatay’da fırtınanın etkisiyle 5 tekne ve 1 yat alabora oldu

‘Huzur’ uygulamasında 5 bin 486 şahıs sorgulandı: 5 aranan şahıs yakalandı

Park halindeki araç alev topu oldu, geriye hurda kaldı

Uygulama yapan polise çarpıp, kaçan şahıs tutuklandı

Polisten kaçan motosiklet sürücüsü ters yöne girerek, kaza yaptı: 1 yaralı

Lokomotifin çarptığı 16 yaşındaki genç hastanede hayatını kaybetti

Çay toplama makinesi deposunda yangın

İş arkadaşı tarafından evde ölü bulundu

Niğde’de tavuk döner yiyen 7 çocuk hastaneye başvurdu

Kayseri’de tavuk pilav yiyen 30 işçi hastanelik oldu

Adıyaman’da intihar olayını haber yapan gazetecileri polisler darbetti