Her şeyi yaparken, hiçbir şey yapmamak…

2500 yıl önce yazılmış, insanlık tarihinin en bilgece eserlerinden biri olarak kabul edilen Lao Tzu’nun eserinde şöyle yazar;

Zor ile kolay birbirlerini tamamlar.                   Bu yüzden bilge hiçbir şey yapmamaya devam eder

Uzun ile kısa birbirlerine tezattır;                     Yaratır ama sahip olmaz,

Yüksek ile alçak birbirlerine dayanır;              Çalışır ama övgü almaz.

Ses ile seda birbirleriyle armoni içindedir;    Hiçbir şey yapılmazsa her şey yoluna girecektir. 

Ön ile arka birbirlerini takip eder.

Bakacak olursanız tüm zıtlıklar birbiri için vardır ve birbirine çözümdür.

Hiçbir şey yapmamak, harekete geçmeyi kesmek demek değildir. Daha ziyade uyanık olmak; ama müşfik bir akılla efor sarf etmeden, stratejik bir şekilde harekete geçmek demektir.

Hayatın koşturması içinde en ufak bir boşluk bulduğunuzda onu bir şeyler yaparak doldurmaya çalıştığımızı hiç fark ettiniz mi? Maillerimize bakıp, televizyondaki kanallara göz gezdirelim, metroda giderken telefonumuzdan alış-veriş sitelerini karıştıralım, telefonunuza bir bildirim gelir gelmez hemen onu inceleyelim veya sosyal medyada saatler geçirip kedi videoları seyredelim. Sanki boş vakit geçirmemeye yemin etmiş gibiyiz. Ruhumuzun kalbimize yetişmesini engelleyen ne varsa yapıyoruz, spor salonlarında bir yere varmayan bisiklete binmek gibi bir şey…

Boş vakit geçirmeyi Hollandalılar bir sanat olarak kabul etmiş ve bu sanata Niksen adını vermişler.

Özellikle büyük şehirlerde yoğun koşturmaca içinde "boş vakit", elde edilinceye kadar hasreti çekilen bir sevgili gibi, sonrasında da onunla ne yapacağınızı bilememe durumu.

Sürekli meşgul olma alışkanlığı, insanların duygusal ve zihinsel açıdan tükenmesine neden oluyor. Ayrıca, teknolojik bağımlılık, boş zamanın kaliteli bir şekilde kullanılmasını da engelliyor.

Kendinizle kaldığınız an eğer ne yapacağımızı bilemiyorsak, kendimize yabancılaşmışız demektir ki bunun sonucunda da daha verimli olmak için neler yapabileceğimizi anlamamız gittikçe zorlaşıyor.

Peki, nasıl yapalım da ruhumuzu yakalayalım, kalbimizin neler için daha çok attığını duyalım?

Tembel Guru’nun Hayat Rehberi” kitabının yazarı Laurence Shorter “Yatak Meditasyonu” diye bir terim ortaya atmış. Jet hızıyla yataktan kalkmak yerine kendine yatakta birkaç dakika veriyorsun. Gözlerini aç ve nefesinin farkına var, senle birlikte uyanan dünyanın seslerine kulak ver, kuşların sesini duy, burnuna nasıl kokular geldiğine dikkat et, hele bir de senden önce kalkıp da evde ekmek kızartan biri varsa o kokuyla uyanmışsan, yatağının ne kadar rahat, evinin ne kadar sıcak olduğunu fark et…

“Teknoloji detoksu”

Teknolojiden kaçmak insanı gerçekten de özgürleştiren bir deneyim. Dahası en yoğun olduğun dönemlerde bile yapabileceğin bir şey. Bütün bir hafta sonu boyunca teknolojiden uzak durmayı dene.

“Doğayla baş başa olmak”

Doğa bizim en büyük öğretmenimiz ve sığınağımız. Hiçbir acelesi olmamasına karşın her şeyi vaktinde, olması gerektiği gibi başarır.. Bazen doğada sana ilham veren bir kitap okumak çok güçlü bir deneyim olabilir. Büyük ihtimalle hareket halinde olmakla hiçbir şey yapmamak arasındaki mükemmel dengeyi bu doğal ortamda gözlemleyebileceğiz.

“Gün içinde kısa, sessiz molalar verebilmek”

Genellikle mesailere kalıyorsan uzun bir müddet boyunca hiçbir şey yapmama lüksüne sahip olmayabilirsin. Ama böyle durumlarda kendine Pomodoro tekniğini kullanarak kısa molalar verebilirsin. Bu 1980’lerin sonlarında Francesco Cirillo’nun geliştirdiği bir zaman idaresi tekniği. Pomodoro Tekniği’ni uyguladığında gününü birkaç iş bloğuna bölüp 25 dakikalık bu bloklar boyunca dikkatini yalnızca ve yalnızca yaptığın şeye verirsin.

Çalışma hayatım boyunca kaç kere aldığım Sayısını hatırlamadığım “zaman yönetimi” eğitimleri içerisinde bu eğitimin verilmesi şart. Vizyon sahibi yöneticiler isteyen şirketlerin boş zaman eğitimi vermesi ve hiçbir şey yapmamayı öğretmesi gerekiyor.

Bir de son zamanlarda dünyada trend olan “Vipassana tatili” var.

Olmazsa olmazım dediğin eşyaların hariç (ki bunlar tuvalet malzemeleri gibi şeyler, telefonun değil) yanındaki tüm eşyaları teslim ettiğin, izole bir merkezde verilen bir ders. Olanları oldukları gibi gör,” anlamına gelen Vipassana huzur ve dinginlik arayışında olan insanların yapabilecekleri yoğun ama ödülleri büyük olan bir pratik.

Gerçek şu ki artık o kadar teknolojik bir hayat sürdürüyoruz ki, deneyimleyerek yaşamaktan son derece uzaklaştık. Tepkisel bireylere dönüştük ve devamlı bir şeyler yapmaya o kadar alıştık ki kendi doğamızdan kopup akışta, o anın içinde olamamaya başladık. Bu yüzden de artık kendi kapatma tuşumuzu bulamıyoruz.

Gelin bu Bayram’da küçük bir zamanda olsa  “hiçbir şey yapmama” lüksümüzü kullanalım, bakalım ruhumuz bedenimizi yakalayıp bize neler söyleyecek? Unuttuğumuz hangi özelliklerimiz ortaya çıkacak?

Bayramda neşeniz bol, sağlığınız yerinde, sevenleriniz çok olsun!

Hiçbir şey yapmadan her şeyi yaptığınız bir bayram olsun…

John William Godward

“Hiçbir Şey Yapmamanın Tatlılığı”,

1904.


Bengü Tonyalı

5.06.2025 11:55:00


Mersin’de 275 acemi kasap kendini yaraladı

Kayseri’deki sucuk firması 4 ihlalle bakanlığın listesine girdi

Diyarbakır’da bir evin balkonunda çıkan yangın söndürüldü

Mardin’de farklı dine mensup vatandaşlar bayramlaşma programında buluştu

Binlerce balonun bırakıldığı Elif Azra, hayatını kaybetti

Gelecek, geri dönüşümle korunabilir

Van’da 144 ’acemi kasap’ hastanelik oldu

Batman’da terk edilmiş araçlar alev alev yandı, tır son anda kurtarıldı

AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan:

Siirt’te bayram coşkusu

Aydın’da acemi kasap sayısı bu yıl yüzde 60 düştü

Vali Toraman görev başındaki emniyet personeliyle bayramlaştı

Dicle’de kayıp çocuk, polis tarafından bulunarak ailesine teslim edildi

-Pursaklar Belediyesi’nden çevrim içi kurban kesimi

İzmir’de 47 göçmen karaya çıkartıldı, 2 göçmen kaçakçısı yakalandı

Kurbanlıklar firarda

İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, bayram bilançosunu açıkladı