Dünün gençleri, bugünün gençlerini anlamalı

Tarih, her kuşağın kendi mücadelesini verdiği bir döngü gibidir.

Bir zamanlar sokaklarda hakkını, özgürlüğünü, inancını ve ideallerini savunan gençler, bugün ülkenin yönetiminde, karar mekanizmalarında yer alıyor. Milliyetçi gençler, Akıncılar, Milli Görüşçüler… Hepsi zamanında seslerini duyurabilmek için meydanlara çıktı. Zorluklar yaşadılar, bedeller ödediler ama sonunda bu ülkenin kaderine yön verdiler.

Şimdi ise aynı mücadeleyi veren başka bir gençlik var. Adalet, özgürlük ve geleceği için sokaklara çıkıyor, sesini duyurmaya çalışıyor. Ve geçmişte benzer yollardan geçmiş olanların, en çok da onların bu gençleri anlaması gerekiyor. Çünkü bir zamanlar onlar da aynı öfkeyi, aynı umudu, aynı inancı taşıyordu. Bugünün gençleri de, tıpkı onlar gibi, daha adil bir düzenin peşinde.

Bir devletin gücü, sadece yasalarıyla, kurumlarıyla değil, gençlerine verdiği değerle ölçülür. Evet, sistemin kendini koruma refleksi olabilir, ancak gençlerin demokratik haklarını kullanmasına karşı orantısız güç uygulanması, toplumun vicdanını yaralıyor. Bugün sokaklara çıkan gençler, aslında bizim geçmişimizde, tarihimizde hep vardı. Onlar, toplumun vicdanı, değişimin öncüsü oldular. Birçok hak, birçok güzel kazanım, cesur gençlerin mücadelesiyle elde edildi.

Tarih bize defalarca gösterdi ki gençlerin sesi susturulmaz. Onları cezaevine koymak, baskıyla sindirmeye çalışmak, meseleyi çözmez. Aksine, bu sesi daha da büyütür. Çünkü gençlik, doğası gereği dirençlidir.

O yüzden bugün karar mekanizmalarında yer alan, devleti yöneten, geçmişte benzer mücadelelerden geçmiş olanların, bu gençleri kendilerinden ayrı değil, kendi geçmişlerinin bir yansıması olarak görmeleri gerekir. Onlara baskı değil, anlayışla yaklaşmaları gerekir. Çünkü bu ülkenin geleceğini inşa edecek olanlar, işte o gençlerdir. Onları kaybetmek, geleceğimizi kaybetmek olur.

Burada en büyük sorumluluk, devleti yönetenlerin ve muhalefetin omuzlarında. Bugün gençlerin içeride olması demek, geleceğimizin de parmaklıklar ardında olması demektir. O yüzden iktidarın da, muhalefetin de bu çocuklara sahip çıkması, onları suçlu gibi veya kendilerine tampon gibi görmek yerine, ülkeye kazandırmanın yollarını araması gerekiyor. Onlar bizim evlatlarımız, geleceğimiz, umudumuz. Onları baskıyla değil, anlayışla karşılamalı, yollarını açmalıyız.

Bu ülkenin gençlere ihtiyacı var. Ve gençlerin özgür olmaya… Geleceğimizi kaybetmemek için, önce onları özgür bırakmalıyız.


Arzu Başkan

28.03.2025 15:29:00


Tartıştığı babasını boğazını keserek öldürdü

Edirne’de jandarma komandolardan nefes kesen gösteri: ’Güçlüyüz, Cesuruz, Hazırız’

Uşak Üniversitesi öğrencilerinden liselilere meslek tanıtımı

Foça’da ormanlık alanda çıkan yangın kontrol altında

Hakkari’de otomobil ile motosiklet çarpıştı: 1 yaralı

Sancaktepe’de Sırrı Süreyya Önder Spor Parkı, Nazım Hikmet Parkı ve Şiir Sokak Parkı için toplu açılış töreni düzenlendi

Kastamonu’da akrebin soktuğu kadın hastanelik oldu

Adilcevaz’da Van Gölü sahilinde yangın paniği: Kafe yakınında sazlık alan yangını

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında güvenlik toplantısı gerçekleştirildi

Otomobil şarampole devrildi: 3 yaralı

Rusya ve Ukrayna arasında bu hafta gerçekleşen 4. esir takası

Ordu’da ocakta unutulan yemek yangına neden oldu

Yoldan çıkan otomobil ağaca çarptı: 1 yaralı

Kucakladığı televizyonu böyle çaldı, operasyonla yakalandı

Jandarma Teşkilatı’nın 186. Kuruluş Yıl Dönümü Tekirdağ’da kutlandı

Erciş’te 16 motosiklet sürücüsüne 191 bin 42 TL cezai işlem uygulandı

Otomobilin mağazaya daldığı anlar kamerada