20 Temmuz 1974 Kıbrıs

Osmanlı İmparatorluğu, 1683 yılında İkinci Viyana Kuşatması'nın başarısızlıkla sonuçlanmasıyla bu acı mağlubiyetler süreci devam etmiş; gerek savaşarak gerekse anlaşmalar yaparak sürekli toprak kaybetmiştir.

Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisi ile de, galip Batılı ülkelerin çizdiği harita ile iç Anadolu'da küçük bir toprak parçasına halkımız hapsedilmek istenmiştir. Büyük Komutan ve Devlet Adamı Atatürk’ün Ankara'da kurduğu hükümet ve meclis bu haritayı kabul etmeyerek, İstiklal ve Bağımsızlık Savaşı’nı başlatmış ve Hatay Vilayeti hariç bugünkü Misak-ı Millî sınırlarımız olarak kabul ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti toprakları savaşarak tekrar geri kazanılmıştır.

Cumhuriyet döneminde Hatay Devleti savaşmadan yapılan görüşmeler sonunda Türkiye ile birleşmiştir. Bu birleşmeyi sağlayan o dönemin Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen ve ailesine, Türk milleti adına sonsuz bir minnet ve şükran duyguları besliyoruz. İkinci Viyana mağlubiyetinden sonra ilk toprak kazanımı böylece Hatay’ı vatan topraklarına kabul ederek tarihe önemli bir damga vurmuş olduk.

Cumhuriyet tarihimizde ikinci önemli toprak kazancımız ise 20 Temmuz 1974 yılında savaşarak ele geçirdiğimiz ve Kıbrıslı Türklere armağan olarak verdiğimiz, hâlâ da askerî olarak kontrolümüz altındaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarıdır. Kıbrıslı Türk nüfusa göre yeterince büyük ve Türkiye için çok önemli bir stratejik alan olan bu topraklarla ilgili çeşitli zamanlarda diplomatik görüşmeler yapılmakla birlikte, her iki taraf arasında anlaşmalar şu anda mümkün görülmemektedir.

Ancak yakın bir gelecekte Filistin sorununun çözümü, Orta Doğu'da ve Doğu Akdeniz çerçevesinde gelişmeler ışığında, İsrail’in baskısı, İngiltere’nin önerisi, Amerika Birleşik Devletleri'nin devreye girmesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesinde merkezi hükümete bağlı Türk ve Rum federatif yönetimi çözümüne doğru yöneliş olacaktır. Bu çözümün mimarı ise kararları ve uygulamaları ile dünyayı sürekli şaşırtan Amerika’nın şimdiki başkanı Donald Trump olacaktır. Türk-Yunan ilişkilerinin normale dönmesi, İsrail'in güvenliği ve enerji bölgesi olması konuyu hızlandıracaktır. Yunanistan, Avrupa Birliği, Kıbrıs Rum kesimi ve Birleşmiş Milletler bu çözüme olumlu bakacaktır.

Anadolu’da bir deyim vardır: “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?” düşüncesinden hareketle, Başkan Trump’ın Türk ordusunu göklere çıkaran sözleri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı çok zeki ve dirayetli lider tanımlaması ile Türkiye'deki iki etkili ve önemli gücü onore ederek, gelişmelerin bir ön başlangıcı olduğunu kabul ediyorum.

Federal devlet yapısı, Amerika ve Avrupalılar için hiç yabancı olmayan ve fiilen yaşadıkları bir devlet şeklidir. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Almanya, İsviçre, Belçika, İspanya, Güney Afrika Birliği, Hindistan devlet şekli federal yapıdan oluşmaktadır.

Türkiye'ye itici gelen, Batılıların ise tercihi olan federal devlet yapısının iki önemli ayrılığı din ve ırktan oluşan yapı Kıbrıs’ta kurulması düşünülen federal devlet yapısı onlar için mükemmel bir çözümdür.

Bu çözümü Türkiye’ye şöyle veya böyle kabul ettireceklerdir. Tüm dünya, hatta kardeş diye kendimizi kandırdığımız ülkeler kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımamışlar ve ekonomik ambargo uygulamışlardır. Avrupa Birliği üyesi olan Güney Kıbrıs ise, Kıbrıs doğumlu Kuzey Kıbrıs Türk vatandaşlarına pasaport vererek Avrupa Birliği’nde vizesiz serbest dolaşım, çalışma, yerleşme imkânları tanıyarak bilhassa genç nüfusu kazanmaya çalışmışlardır.

Bu federal yapı gerçekleşecek ve 1960 Londra ve Zürih Anlaşmaları’nın ruhuna uygun Kıbrıs Devleti konusu çözülmüş olacaktır. Benim bu konuda çok önemli bulduğum önerimi sizlerle paylaşmak isterim:

Gerçekleşmesi yakın olan federal yapı anlaşmasından önce Türk Ordusunun Kıbrıs’ta en az 100-200 yıl varlığını sürdürecek iki ana üs kurmaları ve bunu şimdiki Türk Cumhuriyeti Meclisi’nde onaylatarak dağınık şekildeki birlikleri buralarda toplamalıdır. 

Birisi Güzelyurt’ta deniz üssü, diğeri ise Geçitkale’deki kara ve hava üssüdür. Bu üsler tam anlamı ile Türkiye Cumhuriyeti toprağı kabul edilecek askeri tesislerin yanı sıra; havalimanı, lojmanlar, sosyal tesisler, hastaneler, okullar ve her iki Türk üssünde en az 100 bin askerimizin varlığını sürdürecek bir modern ortam yaratılmalıdır. Halen Türk birliklerinin yerleştiği yerlerde yerel belediyelere devredilerek onların memnuniyeti sağlanmalıdır. 

Bu konuda varlığını sürdüren iki egemen İngiliz üssü bizim için örnek olmalıdır. 

1960 yılında yapılan anlaşma şartları ile elde edilen güneyde Agratur üssü, kuzeyde Dikelya üssü Britanya’nın deniz aşırı toprağı sayılmaktadır.

Bu İngiliz üsleri 257 kilometrekarelik geniş bir alanda faaliyet göstermektedir. 7500 İngiliz teknik askeri ve 7 bin Kıbrıslı sivil Rum da bu üslerde çalışmaktadır.

Ayrıca AKROTİN isimli radar ve dinleme tesisi bütün Ortadoğu'yu izlemektedir.

Türkiye, gerek askeri stratejik açıdan, gerekse Kıbrıslı Türkleri koruma ve kollama açısından bu iki Türk toprağı sayılacak üsse hemen üs kurmalıdır. Bu üslere gelip gidecek askerî birlik ve teçhizat ile aileler denetim ve kayıt dışı şekilde Kıbrıs’a girip çıkması böylece sağlanmalıdır.

Aksi takdirde anlaşma sağlandıktan sonra kurulacak Kıbrıs merkezi hükümetinin bu üs talebimizi asla kabul etmezler ve sembolik bir askerimizin eskiden olduğu gibi kalmasını kabul ederler.

Biz de böylece önemli bir fırsatı kaçırmış oluruz.

Ülkemi ve Kıbrıs Türklerini çok seven sade bir vatandaş olarak bu önerimi dikkate almalarını beklerim.


Sedat Altunay

11.07.2025 08:34:00


Malatya’da asker konvoyu ortalığı karıştırdı

Kiralık araç dolandırıcılığında 26 tutuklama

Üvey oğlunu bıçaklayan şahıs tutuklandı

Sağlık okuryazarlığı arttırılacak

Bolu’daki otel yangını davasının son sanığı konuştu: "Ben kimseyle dilekçenin iptali konusunda konuşmadım"

Samsun’da otomobil motosikletle çarpıştı: 1 yaralı

Silivri’de feci kazada motosiklet sürücüsü hayatını kaybetti

Bayraktar TB2 İHA Marmaris’te bahçe temizliğinde yakılan ateşi tespit edip, faciayı önledi

Ev, traktör ve otomobili yanan çift 4 torunuyla yuvasız kaldı

Jandarmadan motosikletlere şok uygulama

Söke’de trafik kazası: 2 ölü

Ankara’da otomobil işçi servisine arkadan çarptı: 1 ölü, 12 yaralı

Milas’ta trafik kazası: 1 ölü, 1 ağır yaralı

Devrilen otomobilde anne, bebeği ve kız kardeşi hayatını kaybetti

Tekirdağ’da metruk binada yangın

Tekirdağ’daki orman yangını kontrol altına alındı

Terzi kadını darp ettiği iddia edilen genç konuştu: "Kadına şiddete zaten en çok ben karşıydım"