Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte grip, nezle ve Covid-19 gibi solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşanıyor. Uzmanlara göre bu artışın arkasında yalnızca soğuk hava değil, birden fazla etken bulunuyor. Doç. Dr. Hatice Merve Bayram, kış aylarında ikinci zirve dalganın yaşanabileceğini belirterek, maske kullanılması konusunda uyarıda bulundu.
Soğuk ve kuru hava, burun ve boğaz mukozasını kurutarak virüslerin tutunmasını kolaylaştırıyor. Düşük nem bağışıklık bariyerlerini zayıflatırken, kapalı ve yetersiz havalandırılan ortamlarda geçirilen sürenin artması damlacık yoluyla bulaşmayı hızlandırıyor. Güneş ışığının azalmasıyla D vitamini seviyelerindeki düşüş de bağışıklığı olumsuz etkiliyor. Ayrıca influenza ve SARS-CoV-2 gibi virüslerin düşük sıcaklık ve düşük nem koşullarında daha uzun süre canlı kalabildiği biliniyor.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hatice Merve Bayram, "Kış ayları aslında enfeksiyonlar için adeta mükemmel fırtına koşullarını oluşturuyor. Hem çevresel faktörler hem de bağışıklığı zayıflatan yaşam alışkanlıkları bu dönemde hastalıkların yayılımını kolaylaştırıyor" dedi.
"Kış aylarında yeni dalga olasılığı var"
Son haftalarda influenza ve Covid-19 vakalarında yeniden artış yaşandığını belirten Doç. Dr. Bayram, 2025-2026 kışında ikinci bir zirve dalgasının muhtemel olduğuna dikkat çekti. Bayram, toplum bağışıklığının zamanla azalması, yeni varyantların ortaya çıkması ve aşıların etkinlik düzeylerindeki farklılıkların bu riski artırdığını vurguladı. Okulların açılmasıyla birlikte kapalı ve kalabalık ortamlarda geçirilen sürenin arttığını ifade eden Doç. Dr. Bayram, "Özellikle çocukların bir arada bulunduğu sınıflar ve toplu yaşam alanları virüslerin yayılması için uygun ortam oluşturuyor. Vaka artışlarını ilk haftalardan itibaren görmek mümkün" diye konuştu.
"Maske basit ama etkili bir korunma aracı"
Pandemi sonrası gündelik hayatta maskelerin terk edildiğini hatırlatan Doç. Dr. Bayram, kış aylarında kapalı ve kalabalık ortamlarda maskenin hâlâ akılcı bir önlem olduğunu söyleyerek, "Toplum genelinde zorunluluk öngörmek için erken olsa da risk gruplarında maske kullanımı bu kış yeniden gündeme gelebilir. Maske, basit ama etkili bir korunma aracı olmaya devam ediyor" dedi.
Çocuklar ve yaşlılar daha kırılgan
Çocukların bağışıklık sistemlerinin tam olgunlaşmamış olması, yaşlıların ise bağışıklık kapasitesinin doğal olarak azalması nedeniyle bu grupların daha yüksek risk altında olduğunu belirten Doç. Dr. Bayram, özellikle grip aşısının önemine dikkat çekti. Bayram, düzenli uyku, dengeli beslenme, D ve C vitamini desteği ile hijyen kurallarına uyumun hayati önemde olduğunu vurguladı.
Bağışıklığı güçlendiren günlük alışkanlıklar
Doç. Dr. Bayram, kış aylarında bağışıklık sistemini güçlü tutmak için tek bir yöntem olmadığını, bunun günlük yaşam alışkanlıklarının bütünüyle mümkün olabileceğini vurguladı. Beslenmenin bu noktada en önemli unsurlardan biri olduğunu belirten Doç. Dr. Bayram, "Akdeniz tipi, sebze-meyve ağırlıklı, vitamin ve mineral yönünden zengin bir diyet bağışıklığın temel dayanağıdır" dedi.
Yeterli ve kaliteli uykunun bağışıklık sistemi için vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Bayram, "Gece 7-8 saat kesintisiz uyku, vücudun kendini yenilemesi açısından kritik rol oynar" ifadelerini kullandı.
Fiziksel aktivitenin de bağışıklığı doğrudan desteklediğini belirten Doç. Dr. Bayram, "Her gün en az 30 dakika tempolu yürüyüş ya da orta şiddette egzersiz, vücudu hastalıklara karşı daha dirençli hale getirir" şeklinde konuştu.
Stres hormonlarını dengelemek bağışıklığı artırıyor
Stres yönetimi ve hijyen alışkanlıklarının önemine değinen Doç. Dr. Bayram, "Meditasyon, nefes egzersizleri ya da doğada vakit geçirmek gibi yöntemler stres hormonlarını dengeleyerek bağışıklığı korur. Ellerin düzenli yıkanması, kapalı alanların havalandırılması ve gerektiğinde maske kullanımı hâlâ en basit ve en etkili önlemler arasında yer alıyor" ifadelerini kullandı.
Son olarak yeterli sıvı tüketiminin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Bayram, "Günde en az 1,5-2 litre su içmek, mukozaların nemli kalmasını sağlayarak vücudun savunma sistemini güçlendirir" dedi.
Bayram, tüm bu alışkanlıkların birlikte uygulanmasının kış aylarında artan solunum yolu enfeksiyonlarına karşı en güçlü kalkan olduğunu şu sözlerle belirtti:
"Sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve hijyen alışkanlıkları, bağışıklığımızı ayakta tutan en sağlam dayanaklardır."
Uzmanlar, kış aylarında enfeksiyonlardan korunmanın yalnızca bireysel önlemlerle değil, aynı zamanda toplumsal farkındalıkla da mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Sağlıklı beslenme, düzenli uyku, hijyen alışkanlıkları ve aşıların ihmal edilmemesi, hem bireysel sağlığı hem de toplum sağlığını korumada kritik rol oynuyor. Uzmanlar, alınacak basit ama istikrarlı önlemlerle kış mevsiminin zorlayıcı koşullarına karşı daha güçlü bir bağışıklık kalkanı oluşturulabileceğini vurguluyor.