Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, "Ülkemizde sütün toplanması ve süt kalitesinde istenilen noktada olmadığımız söylenebilir" dedi.
TVHB Merkez Konseyi Başkanı Eroğlu, bu sene teması ‘Süt Ürünlerinin Gücünü Kutlayalım’ 1 Haziran Dünya Süt Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Eroğlu, süt hayvancılığı ve süt üretiminin Türkiye’nin tarım ve hayvancılık sektöründe stratejik öneme sahip alanlar olduğunu belirterek, süt sektörünün hem gıda güvenliği ve sağlıklı beslenme hem de kırsal kalkınma ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından kritik roller üstlendiğini kaydetti.
"Yem fiyatları artarken süt fiyatlarında gerekli artışın sağlanmaması sorunları derinleştiriyor"
Açıklamasında, Türkiye’nin süt üretiminde kendi kendine yetebilen bir konuma geldiğini ve bu üretim hacmine rağmen halen çözülememiş olan yapısal sorunların devam ettiği ifade eden Eroğlu, "Ülkemizde yem fiyatları artarken süt fiyatlarında gerekli artışın sağlanmaması sektördeki yapısal sorunların derinleşmesine neden olmuştur. Çiğ süt fiyatlarının baskılanması suretiyle son üründeki fiyatların kontrol altına alınmaya çalışılması sürdürülebilir bir uygulama değildir. Süt üretiminin çiftlikte birincil üretimden sütün işlenmesine, birliklerden resmi otoriteye, perakende satış noktalarından tüketiciye kadar paydaşların ortak sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır. Süt tavsiye fiyatları, üreticiler başta olmak üzere sektörün tüm paydaşlarını gözeterek dengeli bir şekilde belirlenmelidir. Üreticinin emeğinin karşılığını alacağı ancak fiyatların tüketiciye makul seviyede yansıması için arada oluşan farkın sübvansiyonu en makul çözüm olarak karşımızda durmaktadır" ifadelerini kullandı.
"Yem giderleri hayvancılıkta toplam maliyetlerin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyor"
Yem giderlerinin hayvancılıkta toplam maliyetlerinin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturduğunu, yem maliyetlerinin yüksekliğinin ise üreticilerin karlılığını olumsuz etkilediğini kaydeden TVHB Merkez Konseyi Başkanı Eroğlu, "Küresel iklim değişikliği ve kuraklık ise bu durumun gün geçtikçe daha da büyük bir tehdit hâline geleceğine işaret etmektedir. Bu bağlamda hayvancılıkta sürdürülebilir uygulamaların teşvik edilmesi ve doğal kaynakların verimli kullanılması gerekmektedir. Ayrıca mera alanlarının korunması ve ıslahı ile yem maliyetlerinin düşürülebileceği değerlendirilmektedir. Bir diğer önemli tehdit ise kırsal nüfusun her geçen gün azalması ve yaş ortalamasının yükselmesine karşın süte olan talebin her geçen gün artmasıdır. Bu bağlamda özellikle şehir periferinde ve yakın kırsalda üretim desteklenerek üreticilerin şehrin sosyal imkânlarına ulaşması sağlanmalı, genç ve kadın üreticilerin desteklenmesine kararlılıkla devam edilmelidir" dedi.
"Ülkemizde sütün toplanması ve süt kalitesinde istenilen noktada olmadığımız söylenebilir"
Açıklamasında "Ülkemizde sütün toplanması ve süt kalitesinde istenilen noktada olmadığımız söylenebilir" ifadelerine yer veren Eroğlu, açıklamasına şöyle devam etti:
"Sütün miktar ve kalitesinin artırılması hem iç tüketim hem de ihracat açısından önem taşımaktadır. Üreticilerin eğitilmesi ve kooperatifleşmenin yaygınlaşmasıyla süt toplama sorunları ve makine kullanımının yaygınlaşması sağlanabilecektir. Ayrıca Et ve Süt Kurumu gibi kurumların istikrarlı ve etkin müdahaleleri ile piyasa istikrarı sağlanarak üreticilerin gelirleri güvence altına alınabilecektir. Süt üretimi ve süt hayvancılığı, Türkiye’nin hayvancılığında lokomotif rolü oynamaktadır. Zoonoz hastalıklar insan ve hayvan sağlığını ile gıda güvenliğini tehdit etmektedir. Hastalıkların neden olduğu tedavi masrafları ve ürün kayıpları, üreticiler üzerine ilave bir baskı oluşturmaktadır. Bu nedenle veteriner hizmetleri ve işletmelerde biyogüvenlik uygulamaları desteklenmelidir. Belirtilen tüm bu alanlarda sürdürülebilirlik, kalite ve verimlilik odaklı politikaların hayata geçirilmesi ve istikrarlı bir şekilde uygulanması hem üreticilerin refahını hem de ülkenin gıda arz güvenliği dayanıklılığını artıracaktır."