İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) ve MEDYAPIM iş birliğiyle düzenlenen Sinema ve Film Akademisi’nin 4. sertifika töreni yapıldı. Başarılı kursiyerler sertifikalarını alırken, sektöre yeni yapımcı, yönetmen ve senaristler kazandırılması hedefleniyor.
Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen Sinema ve Film Akademisi’nin 4. sertifika töreni, 21 Mayıs’ta İAÜ ev sahipliğinde düzenlendi. 16 haftalık eğitim sürecini başarıyla tamamlayan kursiyerlere sertifikaları takdim edildi. Törene, İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, Rektör Prof. Dr. İ. Hakkı Aydın, rektör yardımcıları, MEDYAPIM Kurucusu Fatih Aksoy, yapımcılar, yönetmenler, senaristler, sektör temsilcileri ile üniversitenin akademik ve idari personeli katıldı. 100 saatlik eğitimin verildiği akademi, sektöre nitelikli profesyoneller kazandırmayı ve başarılı kursiyerlerin istihdamıyla sektöre yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyor.
Aksoy: "Kursiyerler, haftada bir gün sektör temsilcileriyle bir araya geliyor"
Sertifika töreninde konuşan Fatih Aksoy, "Sinema ve Film Akademisi’nde kursiyerler; teorik ve pratik eğitimle sinema sektörüne hazırlanıyor. Program kapsamında öğrenciler, üniversitede aldıkları teorik eğitimin ardından MEDYAPIM setlerinde yönetmenlik ve yapımcılık üzerine uygulamalı eğitim alıyor. Çeşitli setlerde görev alarak gerçek prodüksiyon süreçlerine katılan kursiyerler, haftada bir gün sektör temsilcileriyle bir araya geliyor. Eğitim sürecinde yönetmenler, senaristler ve yapımcılar tarafından verilen derslerle destekleniyorlar" açıklaması yaptı.
Aksoy: "Hem Türkiye’de hem de uluslararası prodüksiyonlarda görev alma imkânı buluyorlar"
"100 saatlik eğitimin sonunda kursiyerler, sektörde fark oluşturacak beceriler kazanıyor" diyen Aksoy sözlerini şöyle sürdürdü:
"Program, hangi kursiyerin daha uyumlu, becerikli ve potansiyelli olduğunu gözlemleme fırsatı sunarken, başarılı olanlar için istihdam imkanları sağlanıyor. Sektördeki insan kaynağı ihtiyacının yüksek olması nedeniyle, sertifika programından mezun olan kursiyerler, hem Türkiye’de hem de uluslararası prodüksiyonlarda görev alma imkânı buluyor. Sınırlı kontenjan nedeniyle her dönem belirli sayıda kursiyer kabul edilebiliyor. Setlerde ve senaryo gruplarında aktif rol alan kursiyerler, gerçek üretim süreçlerinin içinde yer alarak sektöre doğrudan katkı sağlıyor. Yoğun talep gören programın, sinema sektörüne nitelikli profesyoneller kazandırmaya devam etmesi planlanıyor."
Prof. Dr. Aydın: "Amaç Orta Doğu coğrafyası ve Avrupa’daki eksikliği de tamamlamak"
Dört yıl önce iş birliğiyle, eğlence ve kültür sektöründe her geçen gün ihtiyaç duyulan insan kaynağını oluşturmak için bu programa başladıklarını belirten Prof. Dr. Mustafa Aydın, "Bu yıl dördüncü mezunlarımızı veriyoruz. Hem yönetmen hem senarist hem de yapımcı alanlarında insan kaynağı yetiştiriyoruz. Tabii sadece Türkiye için değil, özellikle Orta Doğu coğrafyası ve Avrupa’daki bu alandaki eksikliği tamamlamak için bir çalışma bu" dedi.
"Olumsuz algı, son dönemlerdeki Türk dizileriyle başka bir segmente taşındı"
Prof. Dr. Aydın, "Sevindirici bir haber var: Yıllardan beri ülkemizle ilgili yurt dışındaki eğlence ve kültür sektöründe, sinemalarıyla, dizileriyle var olan olumsuz algı, son dönemlerdeki Türk dizileriyle başka bir segmente taşındı, yumuşak güç haline geldi. Her geçen gün daha etkili hale geliyor, ekonominin yanı sıra Türkiye için çok ciddi bir katkı sağlıyor. Bu sektöre ihtiyaç duyan insan kaynağı yetiştirmekte çok önemli bir rol aldık. Her geçen gün talep artıyor. Tabii ille de her mezun olan iş bulacak diye bir kural yok. Kişisel gelişimleri için çok önem arz ediyor. İnanıyorum ki sadece Türk dizileri, Türk filmleri için değil, yurt dışındaki yapımcılar için de çok ciddi insan kaynağı oluşturacaklar. Rağbet görüyor, çok başarılı öğrenciler yetişiyor. Teorik eğitimlerini İstanbul Aydın Üniversitesi’nde, pratik ve set eğitimlerini MEDYAPIM stüdyoları ve setlerinde alıyorlar. Mezun olan öğrencilerimize başarılar diliyorum" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Aydın son olarak sözlerine şunları ekledi:
"Eğlence ve kültür sektörü; yani Türk dizileri ve Türk filmleri sayesinde, yıllardan beri süregelen Türkiye’yle ilgili dünyadaki olumsuz algının olumlu tarafa dönüşmesinde, yumuşak güç haline gelmesinde, ülkeye ekonomik katkısının yanı sıra diaspora bir yanda Türk lobisini oluşturmada çok önemli bir rol oynuyor. Bu çalışmaları yürekten destekliyorum ve emeği geçen bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum."