Tarih: 09.07.2025 10:24

Termessos’ta tarih gün yüzüne çıkıyor: Antik kentte ilk kazı başladı

Facebook Twitter Linked-in

Güllük Dağı’nın zirvesinde, doğayla tarihin iç içe geçtiği Termessos Antik Kenti’nde bu yıl ilk kez kazı çalışmaları başlatıldı. Kazıların bu yılki önceliği, etrafında geniş bloklar hâlinde dağılmış olan bir anıt mezar yapısının ayağa kaldırılması. Kazı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Koçak, "Hiç kazı yapılmamıştı, bize kısmet oldu. Şimdi elimizde bütün yapı taşları var, belgeleyerek ayağa kaldıracağız. Ziyaretçilere antik bir anıt mezarın neye benzediğini göstermek istiyoruz" dedi.
Termessos, bugün "Güllük" adını taşıyan Solymos Dağı’nın dorukları arasında, Anadolu’nun en eski halklarından Luwilerin soyundan gelen Solymler tarafından kurulmuş bir antik kent. M.Ö. 333 yılında Termessos’u kuşatmak isteyen Büyük İskender’in, kentin sarp coğrafyası ve güçlü savunma yapısıyla karşılaşınca saldırıya geçmeden geri çekildiği tarihi kaynaklarda yer alıyor.

Kuşların şehri, ağaçların gölgesi
Orman içerisinde konumlanan ve aynı adı taşıyan Güllük Dağı Milli Parkı sınırlarında yer alan Termessos, gerek florası gerekse yaban hayatı ile adeta bir açık hava müzesi ve botanik bahçesini andırıyor, sadece tarihi değil, ekolojik yönüyle de dikkat çekiyor. Antik kentte, kuş cıvıltıları eşliğinde dolaşmak mümkün. Ağaç gövdelerine yerleştirilen kuş yuvaları, doğayla iç içe arkeoloji deneyiminin bir parçası. Bu yıl alanda iki yavru tilkinin de doğaya bırakıldığı bildirildi.

Her köşesi bir kalıntı, her adımda bir hikâye
Güllük Dağı Milli Parkı’nın kalbinde bulunan antik kentin kalıntıları, Yenicekahve yakınındaki Hellenistik surlarla başlıyor. Tırmanışla ulaşılan kent içinde Hadrian Tapınağı, Gymnasium, agora, meclis binası, tiyatro, kanalizasyon şebekeleri ve lahitlerin yanı sıra sarnıçlar, kurucunun evi ve çeşitli tapınaklar da yer alıyor. Alketas’a ait olduğu düşünülen M.Ö. 319 tarihli anıt mezar, Termessos’un askeri kimliğine dair önemli izler taşıyor.

"Termessos kendini korumuş, bize düşen onu anlatmak"
Antalya Bilim Üniversitesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında, Termessos’ta geçtiğimiz Mayıs ayından itibaren ilk kez sistemli arkeolojik kazılar başladı. Çalışmaları yürüten Kazı Başkanı Antalya Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Koçak, bölgenin tarihî ve coğrafi önemine şu sözlerle dikkat çekti: "Termessos, Antalya’ya en yakın antik kentlerden biri, sadece 30 kilometre mesafede. Ama aynı zamanda çok iyi korunmuş durumda. Çünkü burası terk edildikten sonra hiçbir yerleşim görmemiş. Zaten 1960’larda Milli Park ilan edildikten sonra da koruma düzeyi en üst seviyeye ulaştı. Bugüne kadar burada hiç kazı yapılmamıştı. İlk kez biz başlıyoruz."
Koçak, Termessos’un askeri-stratejik konumunun tarihteki önemine de dikkat çekerek şöyle devam etti: "Burası Büyük İskender’in bile saldırmayı düşünmediği bir kent. Çünkü gerçekten bir kartal yuvası gibi. Etrafı sarp kayalıklarla çevrili. Boşluklara savunma duvarları inşa edilmiş. Kent, yüzyıllar boyunca neredeyse hiç saldırıya uğramamış. Ve buradaki halk savaşçı bir halk. Mezar yapılarında kalkanlar, zırhlar, mızraklar gibi savaş betimlemeleri görebiliyorsunuz."

Anıt mezar yeniden yükseliyor
Kazıların bu yılki önceliği, etrafında geniş bloklar hâlinde dağılmış olan bir anıt mezar yapısının ayağa kaldırılması. Doç. Dr. Koçak, kazı sürecine dair şu bilgileri verdi: "Bu mezar yüksek bir podyum üzerinde kurulmuş. İçinde birkaç tane mermer lahit vardı. Tüm yapı malzemeleri hâlâ yerinde, neredeyse yüzde 99’u elimizde. Biz taş tarlalarını oluşturduk, tüm blokları numaralandırarak belgeledik. Şimdi yapının çevresini açıyoruz. Kazıdan sonra bu mezarı tekrar ayağa kaldıracağız. Birçok insan antik dönemde anıt mezarların nasıl göründüğünü hayal edemiyor. Biz bunu somutlaştıracağız. Hem bilimsel olarak belgelenmiş bir yapı olacak hem de ziyaretçilere gerçek bir antik mezar deneyimi sunacağız."

Nekropol yolu, su yapıları ve hadrian kapısı gündemde
Kazılar sadece mezar yapısı ile sınırlı değil. Bu yıl içinde kazı ekibi, nekropol yolunda ve su yapılarında da restorasyon ve temizlik çalışmaları yapacak. Koçak, çalışmaları şu sözlerle anlattı: "Termessos, özellikle çok büyük nekropolleriyle bilinir. Ana nekropol yolumuz yaklaşık 400-500 metre uzunluğunda. Yolun iki yanında lahitler ve anıt mezarlar var. Bugün pek çoğu devrilmiş durumda. Podyumları onarıp, lahitleri tekrar yerlerine oturtacağız. Ayrıca iki adet su yapısında da çalışmalara başlayacağız. Bir diğer hedefimiz de Hadrian Kapısı. Roma İmparatoru Hadrian’a ithaf edilmiş bu yapı da çok önemli. Onun hemen arkasında da Anadolu’nun en görkemli tapınaklarından biri olan Artemis Tapınağı var. Milattan önce 2. yüzyılda yapılmış. Bu yıl orada da kazılara başlamayı planlıyoruz."

"Termessos dört mevsim güzel"
Doç. Dr. Mustafa Koçak, Termessos’un yılın her döneminde ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunduğunu belirterek, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Antalya’da hava 35-36 dereceyken burada 6-7 derece daha serin. Hafif rüzgâr var. Yazın biraz daha az ziyaretçi geliyor ama ilkbahar ve sonbaharda burası çok tercih ediliyor. Ağaçların gölgesinde yürüyüş yaparken her köşe başında bir kalıntıyla karşılaşıyorsunuz. Termessos, dört mevsim keşfedilmeyi bekleyen bir hazine."



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —