Uluslararası Tarsus Festivali’nin ilk gününde düzenlenen söyleşiler, festivalin en dikkat çeken etkinlikleri arasında yer aldı. Tarsus Müzesi’nde gerçekleştirilen buluşmalarda Mersin ve Tarsus’un binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirası ele alındı.
Arkeoloji, tarih ve maceranın harmanlandığı ilk söyleşi ’Anadolu, Tarih ve Macera’ başlığıyla yapıldı. Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu ile belgeselci ve gezgin Orkun Olgar’ın konuk olduğu etkinlikte, Mersin’in antik kültürün izlerini taşıyan tarihi alanları ve bu kültürel mirasın tanıtımına yönelik yapılabilecek çalışmalar konuşuldu.
Prof. Dr. Aydınoğlu, kültürel değerlerin korunması ve tanıtımı için akademisyenler, müzeler ve kurumlar arasında iş birliğinin önemine dikkat çekerek, "Kültürel mirası tanıtmak çok önemli bir mesele. Akademisyenler olarak bilgi üretmek bizim görevimiz ancak tanıtım konusunda farklı bakış açıları gerekiyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi bu konuda önemli bir çaba gösteriyor" dedi.
Belgeselci Orkun Olgar ise Kilikya bölgesinin eşsiz bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, "Tarsus mitolojik hikayeleri ve tarihiyle yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da iz bırakan bölgelerinden biri. Mersin, potansiyeline göre Türkiye’nin en az konuşulan illerinden biri. Buraya geldiğimde muhteşem bir doğa, tarih ve kültürle karşılaştım. Bu güzelliklerin dünyada tanıtılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Festival kapsamında gerçekleştirilen bir diğer söyleşi ise akademisyen ve yazar Pelin Batu moderatörlüğünde, tarihçi-yazar Sinan Meydan’ın katılımıyla yapılan, ’Kuruluşta ve Kurtuluşta Tarsus’ başlıklı etkinlik oldu.
Söyleşide Tarsus’un binlerce yıllık tarihsel mirası ve Kurtuluş Savaşındaki rolü ele alındı. Meydan, Tarsus’un tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığını ve bölgenin stratejik önemini vurguladı. Batu ise Tarsus’un kültürel zenginliklerle dolu bir şehir olduğunu belirterek, "Tiyatro oyunuyla, müzeyle, kitapla, şiirle insanın yüreğine dokunursunuz. Kültür, ekonomik zorlukların yaşandığı bir çağda hepimize ilaç gibi gelir. Bu etkinlikler sürdürüldükçe yeni jenerasyonlar kültürle büyüyecektir" dedi.
Tarsus Müzesi’ndeki iki söyleşi, katılımcıların yoğun ilgisini toplarken, festivalin tarih, kültür ve sanat boyutuna önemli bir derinlik kattı.