Elazığ’da kazı çalışmaları süren Tadım Kalesi ve Höyüğü’nde tarihe ışık tutan yeni nesneler bulundu.
Tadım köyünde yer alan Tadım Kalesi ve Höyüğü’nde sürdürülen arkeolojik kazılar, bölgenin binlerce yıllık geçmişini gün yüzüne çıkarıyor. Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Müdürlüğü Başkanlığında yürütülen çalışmalarda, önemli bulgulara ulaşıldı. Kazılarda, 11,60 metre uzunluğunda ve 5,70 metre genişliğinde, üç bölümden oluşan ve duvar kalınlığı 50-60 santimetre olan 66 metrekarelik dikdörtgen planlı bir konut kalıntısı ortaya çıkarıldı. Konutun zemini, sıkıştırılmış toprak üzerine kum, kil ve kireç karışımıyla oluşturulmuş sarı renkli bir tabakayla kaplı. Güney odada, zemine sabitlenmiş iki kutsal ocak, geometrik bezemeli tek kulplu bir testi ve çok sayıda Karaz tipi çömlek bulundu. 2024 yılında bulunan örneklerden farklı olarak, bu ocaklar iki başlı tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Ocaklarda güç ve kudreti simgeleyen hayvan betimlemeleri yer alıyor. Kazı ekibindeki uzmanlar, tek kulplu testinin dönemin inanç sistemine göre kurban kanı veya kutsal sıvıların sunumunda kullanıldığını değerlendiriyor.
Önceki yıl, farklı alanlarda tespit edilen bir sabit ve bir taşınabilir kutsal ocakta baba, anne ve çocuk figürleri ile stilize insan-hayvan formlu tasarımlar bulunmuştu. Bu alanlarda ayrıca bir dağ keçisi bezemeli çömlek ve 12 Nahçıvan tipli Karaz çömleği ortaya çıkarılmış, buluntular M.Ö. 4000-3000 yıllarına tarihlendirilmişti. 2025 yılı kazılarında ise aynı bölgede bitişik nizamda inşa edilmiş iki konut kalıntısı ile bunlara ait beş sunak kaidesi gün yüzüne çıkarıldı. Ayrıca bir sunak ve ona ait kan oluğu bulundu. Uzman arkeologlar, kesici alet izleri taşıyan bu sunağın tanrı ve tanrıçalar için gerçekleştirilen insan ve hayvan kurban ritüellerinde kullanıldığını belirtiyor. Kan oluğu çevresinde insana ait diş ve kemikler ile hayvan kemikleri yer aldı. Konut içerisinde hayvan kemiklerinden yapılmış delici aletler, pişmiş toprak ve taş ağırlıklar ortaya çıkarıldı. Uzmanlar, bu buluntuların bölgede gelişmiş bir dokumacılık kültürünün varlığına işaret ettiğini ifade ediyor.