Tarih: 23.05.2025 10:08

Soykırımın tanınmasını isteyen Çerkesler, "161 yıldır sürgündeyiz, 161 yıldır var olmak için direniyoruz"

Facebook Twitter Linked-in

DENİZLİ (İHA) –Denizli’de Çerkes Soykırımı ve Sürgünü Anma etkinliğinde buluşan rüyüşü bir araya gelen Çerkesler, "161 yıldır sürgündeyiz, 161 yıldır var olmak için direniyoruz" vurgusuyla soykırımın tanınması taleplerini yeniledi.

Denizli Atatürk Parkından başlayan 21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırımı ve Sürgünü Anma Yürüyüşü, Delikliçınar Meydanındaki Atatürk abidesi önünde noktalandı. Etkinliğe sürgüne dikkat çeken pankartlarla katılan Çerkesler, yapılan konuşma ve sunumlarda duygusal anlar yaşadı.

Törende yaptığı konuşmada sürgünün tanınması çağrısını yineleyen Dernek Başkanı Erkan Eş, "Burada, 161 yıl önce yaşanan büyük bir acının, insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınan bir trajedinin yıl dönümünde bir araya geldik. 1864 yılında Rus Çarlığının gerçekleştirdiği askeri harekat sonucunda yüz binlerce Çerkes katledildi, hayatta kalanlar ise zorla anavatanlarından koparılarak Osmanlı topraklarına sürgün edildi. Karadeniz kıyılarında yüz binlerce insan açlıkla, hastalıkla, soğukla ve silahla yok edildi. Çerkes halkı, o günden bu yana sürgünde yaşamaya mahkum edilmiş bir halktır. Bu tarihi gerçek, yalnızca Çerkeslerin değil, tüm insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren bir soykırımdır. Gürcistan ve Ukrayna gibi ülkeler, bu acıyı resmen tanımış; tarihi sorumluluğun gereğini yerine getirmiştir. Bugün bizler de, Türkiye’de yaşayan milyonlarca Çerkes yurttaş olarak, bu hakikatin tanınmasını ve resmi düzeyde ifadesini talep ediyoruz. Unutulmasın ki tarih unutulduğunda tekrar eder. Bizler geçmişi hatırlamakla kalmıyor, aynı zamanda geleceği inşa etmek istiyoruz. Bu yürüyüş sadece yas tutmak için değil; adalet, hafıza ve kimlik mücadelesi için yapılmıştır" dedi.

"Çerkes Soykırımı tanınmalıdır" diyen Eş, "Anavatanla bağlarımız güçlendirilmeli, sürgünün yaraları sarılmalı, geri dönüş hakkımız Rusya Federasyonu tarafından anayasal ve insani teminat altına alınmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere tüm resmi kurumlar, bu konuda tarihi ve vicdani sorumluluk üstlenmelidir. Bizler, barış içinde, eşit yurttaşlar olarak yaşamak isteyen bir halkız. Kimliğimizle, dilimizle, kültürümüzle yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Bugün burada bizimle yürüyen, destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Unutmadık, unutturmayacağız. 161 yıldır sürgündeyiz, 161 yıldır var olmak için direniyoruz" şeklinde konuştu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —