Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı canlı yayında Türkiye ekonomisinin mevcut durumu ve gelecek planları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Şimşek, ekonomi yönetiminin arkasında güçlü bir siyasi irade olduğunu vurgularken, öncelikli hedefin yüksek enflasyonla mücadele ve yapısal dönüşüm olduğunu ifade etti.
Gri Liste ve EYT Vurgusu
Bakan Şimşek, Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) gri listesinden çıkmasının uluslararası güven açısından büyük önem taşıdığını dile getirdi. Erken Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin bütçeye yıllık 724 milyar TL’lik bir yük getirdiğini belirterek, bu maliyetin milli gelirin yaklaşık %2’sine denk geldiğine dikkat çekti.
Vergi Düzenlemeleri Yolda
Vergi reformlarına da değinen Şimşek, piyasada dolaşan bazı yasa taslaklarının resmi nitelik taşımadığını ve değerlendirme sürecinin devam ettiğini söyledi. Kripto varlıkların ve borsadaki kazançların vergilendirilmesi planlanırken, şirket gelir beyanlarının daha sıkı denetleneceğini belirtti.
Ekonomik Güven ve Risk Primi
Türkiye'nin risk priminin geçen yıl 700 baz puandan 200 baz puan seviyesine gerilediğini açıklayan Şimşek, bu düşüşün yatırımcı güveni açısından olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. Gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye'nin risk algısında önemli iyileşmeler yaşandığını da sözlerine ekledi.
Asgari Ücret ve Gelecek Beklentileri
Şimşek, Türkiye’deki asgari ücretin gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında en yüksek seviyelerde olduğunu belirtti. Reel anlamda asgari ücretin %5,5 oranında artırıldığını söyleyen Şimşek, vatandaşların önümüzdeki yıl itibarıyla enflasyondaki düşüşü daha net hissedeceğini ve ekonomik rahatlamanın başlayacağını ifade etti. Ayrıca, 2025'ten itibaren küresel ölçekte faiz indirimi beklendiğini, bunun da Türkiye'nin dış finansman imkânlarını güçlendireceğini sözlerine ekledi.
Büyümede İç Talep Önemli
Türkiye’nin büyüme hedefleri ile ilgili de önemli mesajlar veren Şimşek, şunları söyledi:
“Türkiye büyümek için dış talebe daha az bağımlı. Türkiye ekonomisini sürükleyen faktör net dış talep değildir, daha çok iç talep ve yatırımdır. Bu bizi küresel belirsizliğe karşı göreceli olarak daha dayanıklı kılıyor. Geçici olarak büyüme yavaşlasa da orta-uzun vadede perspektif güçlü. Türkiye'nin ihracatının büyük kısmı kural bazlı ve coğrafi olarak yakın ülkelere gidiyor. Ortalık yatıştığı zaman hangi ülkelerin avantajlı-dezavantajlı olduğuna bakacaklar.”
Türkiye- AB İlişkileri
Türkiye ile Avrupa Birliği’nin (AB) ticari ilişkilerine de değinen Şimşek, “Bize en çok sorulan soruların başında ABD ve AB ile ilişkiler geldi. 6 yıl aradan sonra yüksek düzeyli ekonomik diyalog toplantısı yaptık ay başında Brüksel'deydim. Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var. AB daha çok 'Nasıl ekonomik anlamda daha olumlu bir gelecek inşa ederim?' arayışında. Türkiye AB’nin beşinci en büyük ticaret ortağı.” dedi.
