İş Bankası’ndan Laodikeia ve Tripolis antik kenti kazılarına 5 yıllık destek

İş Bankası’ndan Laodikeia ve Tripolis antik kenti kazılarına 5 yıllık destek

KÜLTÜR SANAT 20.05.2025 15:10:42 0
İş Bankası’ndan Laodikeia ve Tripolis antik kenti kazılarına 5 yıllık destek
Türkiye İş Bankası, Denizli’deki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Laodikeia ve önemli ticari yolların geçiş güzergâhındaki stratejik konumuyla tarihte önemli bir yerleşim yeri olan Tripolis antik kentlerindeki bilimsel kazı ve araştırma çalışmalarına destek veriyor.

Birçok medeniyete tarih boyunca ev sahipliği yapan Anadolu, arkeolojik açıdan insanlığın binlerce yıllık geçmişine de ışık tutuyor. Türkiye İş Bankası, ülkemizin arkeolojik varlığının gün yüzüne çıkarılması, korunmaya alınarak dünya mirasına kazandırılması amacıyla bilim insanlarının yürüttükleri uzun soluklu kazı projelerini destekliyor. Son olarak Denizli’deki iki önemli antik kentte kazı çalışmalarına katkı sunmaya başlayan Banka, Laodikeia Antik Kenti’nde Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında, Tripolis Antik Kenti’nde Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığında yürütülen bilimsel kazı ve araştırmalara 5 yıl boyunca destek sağlayacak.

"Ülkemizin dünya mirasına sunduğu ve sunacağı katkıların zenginliğini her seferinde yeniden görüyoruz"
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen, konuya ilişkin açıklamasında, kadim uygarlıkların izini sürerek ülkemizin ve dünyanın zengin kültürel mirasına katkı sağlayan arkeolojik çalışmaların önemine işaret ederek, bu uzun soluklu çalışmaların yoğun emek ve çabalarla sürdürüldüğünü vurguladı. İş Sanat aracılığıyla uzun süredir destek verdikleri arkeolojiyi kurumsal sosyal sorumluluk alanlarından biri olarak gördüklerinin altını çizen Sözen, şöyle devam etti: "Şu ana kadar Gaziantep’te Zeugma Antik Kenti, Antalya’da Patara Antik Kenti, İzmir’de Teos Antik Kenti, Aydın’da Nysa Antik Kenti, Muğla’da Stratonikeia Antik Kenti ve Kırşehir-Kaman’daki kazı çalışmalarına katkıda bulunduk. Kazıların yapıldığı antik kentlerdeki gelişmeleri yakından izlerken, ülkemizin dünya mirasına sunduğu ve sunacağı katkıların zenginliğini her seferinde yeniden görüyoruz. Tripolis ve Laodikeia Antik Kentlerinde de Lidyalılar, Frigyalılar, Romalılar ve Bizanslılar’ın binlerce yıllık izlerini görmek mümkün. Köklü bir geçmişin sessiz tanıkları olan ve tiyatrolardan agoralara, sütunlu caddelere birçok anıtsal yapıya ev sahipliği yapan bu kentlerde eminim ki önümüzdeki dönemde de arkeolojik mirasımıza dair pek çok yeni bilgi ortaya çıkacaktır."

"Çürüksu Vadisi’nin parlayan yıldızı Laodikeia"
Laodikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek de 2003 yılında başlatılan kazı çalışmalarıyla antik kentin yavaş yavaş ayağa kaldırıldığını, özellikle 2013 yılında yürütülen çalışmalarla burayı UNESCO’nun Dünya Geçici Kültür Mirası listesine aldırdıklarını belirtti. 2016’da Laodikeia Kilisesi’nde yaptıkları titiz restorasyon ve konservasyon çalışmaları sayesinde Avrupa Birliği Europa Nostra ödülünü aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Şimşek, şöyle konuştu: "Laodikeia, 8 kilometrekarelik alana yayılan, Denizli’nin binlerce yıl önceki aktif ticari hayatını yansıtan ve birçok belgeyi sunan bir kent olması itibarıyla önemli. Tekstil ticaretine, tarımsal faaliyetlere, hayvansal ürünlere, mermer ticaretine ev sahipliği yapan; bir tıp fakültesi, iki tiyatrosu bulunan ve Olimpiya’daki olimpiyat oyunlarından sonra Anadolu’daki en etkin heptatlon ve dekatlon yarışmalarıyla bilinen bir antik kenti ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çürüksu (Lykos) Vadisi’nin parlayan yıldızı Laodikeia, binlerce yıl öncesinden bizleri kucaklıyor. Biz, bu kültür mirasının gelecek kuşaklara aktarılması için canla başla çalışıyoruz."

Laodikeia’nın Anadolu’nun en çok gezilen 10 ören yeri içinde yer aldığını söyleyen Şimşek, "Bugüne kadar başta Kültür ve Turizm Bakanlığı ve kazıların yürütücüsü olarak Pamukkale Üniversitesi olmak üzere pek çok kamu kurumu ve sivil toplum kuruluşunun desteğini aldık. Bu yıl itibarıyla 5 yıllık bir program dahilinde Türkiye İş Bankası’nın kazılarımıza sponsor olmasından büyük mutluluk duyduk. Bu desteğin prestij açısından da kıymetli olduğunu düşünüyoruz" dedi.

"Tripolis’te MÖ 5500’lerden 1920’lere kadar tarihin farklı sahnelerine ait yerleşim izleri görüyoruz"
Tripolis Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bahadır Duman ise 2012 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Pamukkale Üniversitesi adına yılın 12 ayı devam eden kazı çalışmaları yürüttüklerini, Tripolis’in aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı Geleceğe Miras projesinin bir parçası olduğunu söyledi. Kentin farklı noktalarında kazı çalışmalarının devam ettiğini belirten Duman, "Tripolis’in en önemli özelliği bir yamaç kenti olması. Bu nedenle kentin kuzeyinden güneye doğru akan erozyon toprağı katman katman bu kentin üstünü kapatmış. Dolayısıyla kazı çalışmaları sonrasında yaklaşık 3 ve 9 metre arasındaki dolgunun ardından kentte yapılar sağlam bir şekilde, neredeyse çatı seviyesinde ortaya çıkabiliyor. M.Ö. 5500’lerde ilk yerleşim izlerini tespit ettiğimiz Tripolis’te 1920’lere kadar çeşitli katmanlara ait, tarihin farklı sahnelerine ait yerleşim izlerini görüyoruz. Mevcut kalıntılar dahilinde özellikle MS. 2. ve 3. yüzyılda kentte 20-25 bin civarında bir nüfusun yaşadığını öngörüyoruz" diye konuştu. Zeytinin de Tripolis için önemli bir ürün olarak öne çıktığını ifade eden Duman, konuyla ilgili yürütülen akademik çalışmalar neticesinde Roma döneminde Tripolis’in çok gelişmiş düzeyde bir zeytin yetiştiriciliğine sahip olduğunu, bu üründen önemli gelir elde ettiğinin görüldüğünü aktardı.

Geleceğe Miras projesine dahil edilmesi ve ören yeri statüsü almasının ardından Tripolis’in ziyaretçilerinin de giderek artacağını vurgulayan Prof. Dr. Duman, "2025 itibarıyla Türkiye İş Bankası da Tripolis’in önemli destekçilerinden biri oldu. Banka, 5 yıl boyunca Tripolis kazılarına destek verecek" ifadelerini kullandı.

Laodikeia Antik Kenti
Anadolu’nun en önemli arkeolojik kazı alanları arasında yer alan ve antik dönemlerde ticaret, kültür ve inanç açısından önemli bir merkez olan Laodikeia’nın özellikle Roma imparatorluğu döneminde büyük bir refah ve zenginlik içinde yaşadığı biliniyor. MÖ 3. yüzyılda Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından eşi Laodike adına kurulan kent, Lykos (Çürüksu) Nehri’nin suladığı verimli bir ovada bulunuyor. Ören yerinde 2003 yılından bu yana yapılan kazı ve araştırmalar, ilk yerleşimin MÖ 5500 yılından başlamak üzere MS 7. yüzyıl depremine kadar kesintisiz devam ettiğini gösteriyor.
Zamanında yün ve tekstil üretimiyle ünlü olan ve antik kaynaklarda kaliteli yünleriyle anılan Laodikeia, Ana Ticaret Yolu’nun bir kolu üzerinde bulunması nedeniyle de büyük önem taşıyor. Yaklaşık 8 kilometrelik alana yayılan Antik Kent, İncil’de adı geçen yedi kiliseden birine de ev sahipliği yapıyor. Laodikeia, 2013 yılından bu yana UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alıyor.

Kentin önemli yapıları arasında Batı Tiyatrosu, Stadyum, Güney Hamamı-Gymnasium Kompleksi, Suriye Caddesi, Doğu Hamamı, Septimius Severus Anıtsal Çeşmesi, Tapınak A, Merkezi Agora, Merkezi Hamam, Caracalla Çeşmesi, Bouleterion (Meclis Binası), Güney Agorası, Kiliseli Perıstylli Ev, Laodikeia (Katedrali) Kilisesi, Stadyum Caddesi, Efes Caddesi Portikosu, Traian Nymphaeumu, I. Su Dağıtım Terminali (Castellum Aquae), Kuzey (Kutsal) Agora, Propylonlar yer alıyor.

Tripolis Antik Kenti
Denizli’nin Buldan ilçesi sınırlarında yer alan Tripolis Antik Kenti, antik dönemdeki isimleriyle Lydia, Phrygia ve Karia Bölgeleri’nin kesişim noktasında önemli ticari yolların geçiş güzergahında yer alıyor. Yaklaşık 2 kilometrekarelik bir alana yayılan Antik Kent, Çürüksu Vadisi’nin kuzeybatı ucunda vadiye hakim bir tepenin güney yamacında yer alıyor ve stratejik konumu sayesinde hem Ege’ye hem de İç Anadolu ve Akdeniz’e ulaşımı bulunuyor.

İsmi Helenistik Dönem’de çeşitli kaynaklarda geçmeye başlayan kentin sanat, müzik, şiir ve kültürün koruyucu tanrısı Apollon’a ithafen Apollonia olarak kurulduğu, daha sonra Roma generali Marcus Antonius’a ithafen Antoniopolis adını aldığı, son olarak İmparator Augustos Dönemi’nden itibaren Tripolis olarak değiştirildiği biliniyor. Antik kentin yüzeyinde yer alan kalıntılar Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari özellikleri ve yapı örneklerini yansıtırken, birçok kez yıkıcı depremlerden etkilenen kentte yaşamın pek çok kez yeniden inşa edildiği görülüyor.

Tripolis Antik Kenti’nde bu zamana kadar Agora, Konut alanı ve Mozaikli Ev, Sütunlu Cadde, Kilise, Ana cadde, Taberna, Granarium (Tahıl Ambarı), Kemerli Yapı, Anıtsal Çeşme, Agora Hamamı, Latrina (Roma Tuvaleti), Taş Kesim Atölyesi, Roma Dükkânları, Kutsal Alan, Tiyatro, Nekropoller (Mezarlık), Büyük Tekke Türbesi, Yukarı Kale, Hamambükü Höyük, Akkayahöyük alanlarında kazı ve yüzey araştırma çalışmaları gerçekleştirilmiş durumda.