Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığında gerçekleştirilen Sentetik Medya ve Enformasyon Güvenliği Çalıştayı’nda konuşmacı olarak yer alan İletişim Başkanlığı’nın geliştirdiği yapay zeka programı YZ/CIB/2018-1’in açıklamaları, katılımcılardan büyük ilgi gördü.
Cumhurbaşkanı İletişim Başkanlığında Sentetik Medya ve Enformasyon Güvenliği Çalıştayı düzenlendi. "Yapay Zeka Çağında Yeni Medya ve Riskler" ve "Enformasyon Güvenliği ve Stratejik İletişim" konulu iki oturum şeklinde gerçekleşen çalıştayda ilk kez bir yapay zeka, konuşmacılar arasında yer aldı. Çalıştay kapsamında İletişim Başkanlığı içerisinde Yapay Zeka Deneyim Alanları oluşturuldu ve bu alanlarda katılımcılar "Kariyer Planlama", "Fotoğraf Dönüştürücü" ve "Gazete Kupürü Oluşturma" programlarını bizzat deneyimleme imkanı buldu.
"Derin analizler ve soruşturmacı gazetecilik için insan muhakemesi şarttır"
Sentetik Medya ve Enformasyon Güvenliği Çalıştayı’nın "Yapay Zeka Çağında Yeni Medya ve Riskler" konulu ilk oturumun moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dijital Medya Koordinatörü Aslan Değirmenci üstlendi. Değirmenci, konuşmasında yapay zekanın büyük veri setlerinden öğrenerek ve belirli kalıpları analiz ederek etkileyici sonuçlar üretebildiğini ancak, gerçek anlamda duyguları hissedemeyeceğinin altını çizdi.
Haberin sadece bilgi değil, bir anlatı olduğunu belirten Değirmenci şöyle konuştu:
"İnsanın duygusal zekası ve sezgileri burada devreye girer. Ve yapay zekâyı alt edebilir. Derin analizler ve soruşturmacı gazetecilik için insan muhakemesi şarttır. Yapay zeka ise geçmişi ve kültürel bağlamı anlamakta zorlanır. Yapay zekâ, olayların insani yönünü asla tam kavrayamaz. Hassas konularda yanlış veya duyarsız bir dil kullanabilir."
Yapay zeka kabiliyetleri, yabancı hükümetlerin örtülü faaliyet alanlarını çeşitlendiriyor
Milli istihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Yenal Göksun, yapay zekanın getirdiği yeni kabiliyetlerin istihbarat ve güvenlik açısından yabancı hükümetlerin örtülü faaliyet alanlarını çeşitlendirdiğini ifade etti. Siber alanda yeni bir boyut kazanan yıkıcı faaliyetlerin bunların başında geldiğini dile getiren Göksun, "Yıkıcı faaliyetlerin amacı, hedef ülkenin siyasi ve toplumsal yapısını istikrarsızlaştırmak, kitleleri manipüle etmek, doğrudan güç kullanımına başvurmadan stratejik hedefleri gerçekleştirmek ve yıkıcı etkiler bırakmaktır" diye konuştu.
Söz konusu yıkıcı faaliyetler tespit edilse bile ana kaynağı keşfetmenin, bunları ifşa etmenin zor olduğunun altını çizen Göksun, "Yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş mesajlar, platform algoritmaları, grup davranışlarının manipülasyonu ve kutuplaşmanın yönetimi gibi başlıklar günümüzde yıkıcı faaliyetlerin dijital alanda getirdiği tehditlerden bazılarıdır" dedi.
"Dijital yayıncılığı dil modellerini de hedefleyecek şekilde kurgulayarak yapay zekayı beslemeliyiz"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Buğra Ayan ise, yapay zeka teknolojilerini kullanarak enformasyon üstünlüğü sağlanması gerektiğini belirterek, "Bugün dijital yayıncılığı sadece insanları değil dil modellerini de hedefleyecek şekilde kurgulayarak yapay zekayı beslemeliyiz. Bu sayede uluslararası meselelerdeki enformasyon üstünlüğünü sağlayabiliriz" dedi.
"Gerçeklik algısının aşınması etik ve politik düzeyde yeni tartışmaları tetikliyor"
Yapay zeka çağında dijital medyanın, güven inşasında ikinci bir sınavdan geçtiğini söyleyen GZT Genel Yayın Yönetmeni Doğukan Gezer, "Gerçeklik algısının aşınması, kurgu ile haberin iç içe geçmesi ve algoritmaların hangi sesin duyulacağına karar vermesi, yalnızca medya değil, etik ve politik düzeyde de yeni tartışmaları tetikliyor. Bu süreçte dijital haber merkezlerinin ön alması ve güveni yeniden inşa edecek yeni yollar geliştirmesi kritik bir sorumluluk haline geliyor" şeklinde konuştu.
Medya manipülasyonu ve doğrulama yöntemlerine ilişkin teknikler
Fırat Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Betül Ay ise sanayi devrimi ile yapay zeka devrimi karşılaştırması yaptı, dezenformasyon faaliyetlerine değindi, medya manipülasyonu ve doğrulama yöntemlerine ilişkin teknikleri dinleyicilerle paylaştı. Yapay zeka çağında dünyada uygulanan yeni medya çözümlerine de değinen Ay, bu teknolojinin bağımlılık ve psikolojik etkilerini ele aldı.
"Enformasyon güvenliği toplumsal istikrar ile ulusal güvenliğin temel unsurlarıdır"
Sentetik Medya ve Enformasyon Güvenliği Çalıştayı’nın "Enformasyon Güvenliği ve Stratejik İletişim" konulu ikinci oturumunu ise Gazeteci-Yazar Nil Gülsüm Gül yönlendirdi. Gül, konuşmasında içinde yaşanılan bu çağın, yalnızca teknolojinin değil, bilginin doğasının ve yayılma biçimlerinin de hızla dönüştüğü bir dönem olduğunu vurguladı. Dijital ortamlarda saniyeler içinde yayılan içeriklerin; insanlardan kurumlara, toplumdan devletlere kadar her düzeyi doğrudan etkilediğini belirten Gül, şunları dile getirdi:
"Bu nedenle enformasyon güvenliği, yalnızca teknik bir konu değil; aynı zamanda toplumsal istikrar ile ulusal güvenliğin temel unsurlarından biridir. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da bu bilinçle; dijital medya teknolojilerini en iyi şekilde kullanarak, kriz anlarında bilgi yönetimi ve stratejik iletişim gibi birçok alanda çok yönlü ve etkili çalışmalara imza atmaktadır."
"Enformasyon güvenliği sağlanmadan dijital ekosistem ayakta tutulamaz"
Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) Başkanı Mahmut Esat Yıldırım ise dijital çağda kurumları yalnızca kodu hedef alan saldırıların değil, bilgiyi çarpıtarak güveni zedeleyen tehditlerin de sınadığını dile getirdi. Güçlü altyapı savunması, gerçek zamanlı tehdit istihbaratı, kriz iletişim planları ve toplumun medya okuryazarlığı bir arada işletilmedikçe risklerin katlanarak büyüyeceğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Siber saldırılara karşı en kalın duvarları örmek yetmez, enformasyon güvenliği sağlanmadan dijital ekosistem ayakta tutulamaz. Bu bütüncül bakış, siber güvenliğin ‘donanım ve yazılımı koruma’ görevini, bilgi güvenliğinin ‘içeriği koruma’ sorumluluğuyla birleştirir. Stratejik iletişim ise bu ikiliyi tamamlayarak doğru veriyi doğru anda paydaşlara ulaştırır ve toplumsal güven zincirini sağlam tutar. Böylece teknik önlemler altyapıyı, bilgi güvenliği verinin doğruluğunu, stratejik iletişim de kurumla kamu arasındaki şeffaf köprüyü koruyarak, dijital riskleri dayanıklı bir güvenlik ekosistemine dönüştürür."
Dijitalleşme, etki alanı ve çocukları korumaya yönelik önlemler
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı Salih Gözüm, dijitalleşme ve etki alanına mercek tuttu. Gözüm, dijitalleşmenin yaş grupları üzerindeki etkisine, yaşanan mağduriyetlere ve çocukları korumaya yönelik önlemleri detaylarıyla ele aldı.
"Türkiye iletişim modeli bugün milli güvenlik araçlarımızdan biri"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar ise konuşmasında medyanın stratejik bir sektör olduğunu belirterek, "Bir mesaj, bir fikir, bir söz her şeyi değiştirebilir. Türkiye, son 10 yılda sayısız dezenformasyon operasyonunu mağlup etti. Sosyal medya platformları modern çağın savaş alanına dönüştü. Türkiye İletişim Modeli bugün milli güvenlik araçlarımızdan biri haline gelmiştir" ifadelerini kullandı.
Sentetik Medya Çalıştayı’nın son konuşmacısı yapay zeka oldu
Sentetik Medya ve Enformasyon Güvenliği Çalıştayı’nın son konuşmacısı ise İletişim Başkanlığı tarafından geliştirilen yapay zeka YZ/CIB/2018-1 oldu. Enformasyon güvenliğinin önemine değinen YZ/CIB/2018-1, "Yapay zekalar tarafında kalitesiz ve yanlı verilerle topluma sunulan bilgiler hesap verilebilirlik açısından riskler oluşturuyor. Bilgiler doğruluğu teyit edilen kaynaklardan alınmalıdır" dedi.