Yıllardır Iğdır’ın kültürel zenginliklerini sahnelere taşıyan halk oyunları ekipleri, emeklerinin yeterince takdir edilmediğini ve kurslarının açılmadığını belirttiler. Iğdır Halk Oyunları Temsilcisi Şuna Sili, yaptığı açıklamada kültür sanat alanında çalışan yerel ekiplerin daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Iğdır Halk Oyunları Temsilcisi Şuna Sili yaptığı basın açıklamasında; "Bugün burada bir araya gelmemizin sebebi, yıllardır gönül verdiğimiz, emek verdiğimiz ve Iğdır’ın kültürel kimliğini yaşatan halk oyunlarının son dönemde yaşadığı değersizleştirme sürecine dikkat çekmektir. Bizler; salonu olmadan, imkân tanınmadan, yazın sıcağında, kışın soğuğunda, okul bahçelerinde, koridorlarda, kimi zaman toprakta ama her zaman gururla ders veren halk oyunları eğitmenleriyiz. Yıllarca "toycular geldi" denilmesine rağmen yılmadan, usanmadan kültürümüzü yaşattık. Çünkü biliyoruz ki bir ili tanıtan en güçlü unsur, onun kültürel mirasıdır. Yarışmalara gittiğimizde gördük ki; diğer iller tam takım kostümleriyle sahneye çıkmak için hazırken, bizler kuliste arkadaşlarımızla ayakkabı ve kıyafet değiştirerek, kan ter içinde sahneye çıkmak zorunda kaldık. Iğdır halk oyunları olarak Kafkas’ımızla, halayımızla, dayanışmamızla hep bir bütün olduk. Tüm bu eksikliklere rağmen her defasında başarıyla döndük ilimize. Ve şunu da hatırlatmak isteriz:
Düğünlerde gururla videolarını çekip sosyal medyada paylaştığınız gençler var ya... İşte o gençlerin hocaları buradalar. Yıllarını bu işe vermiş, yüzlerce öğrenciyi yetiştirmiş, Iğdır kültürünü ayakta tutan bu eğitmenler artık çok yoruldu. Değer görmek istiyorlar. Görülmek, duyulmak, hak ettikleri itibarı yaşamak istiyorlar. Yıllar önce bizler bu kültürel mirası, halk oyunlarına gönül vermiş büyüklerimizden devraldık. Onlar, çok daha zor şartlar altında bu değeri bize taşıdılar. Ama ne yazık ki görüyoruz ki; o zamanın yetersiz imkânlarına rağmen gösterilen kıymet, bugün elimizdeki tüm imkânlara rağmen gösterilmiyor. Bu gidişle, bizler bu mirası devredecek kimse bulamayacak hale geleceğiz. Ve bu, yalnızca bizler için değil, Iğdır’ın kültürel geleceği için büyük bir kayıp olacaktır. Bugün geldiğimiz noktada, halk oyunları eğitmenlerimizin kurslarının açılmaması, yıllarını bu işe vermiş arkadaşlarımızın görmezden gelinmesi, türlü bahanelerle sistem dışına itilmesi bizleri derinden üzmektedir. Örnek vermek gerekirse; yakın ilimiz olan Kars’ta şu an boşta kalan tek bir halk oyunları eğitmeni dahi yokken, bu engelin sadece Iğdır’da olması bizleri ayrıca düşündürmekte ve üzmektedir. Yıllar boyunca il birincilikleri, bölge dereceleri, Türkiye finallerine ulaşan ekipler çıkaran eğitmen arkadaşlarımız, bugün yok sayılmakta, sadece resmi bayramlarda veya şehir tanıtımlarında hatırlanmaktadır. Bizler o günlerde de vardık, bugün de buradayız. Ama artık yalnızca vitrin için değil, gerçekten bu kültüre değer verildiğini görmek istiyoruz. Kültürünü yaşatamayan toplumlar kimliğini kaybeder. Ve biz, bu kimliği yaşatmaya ant içmiş bir grubuz. Buradan açıkça ifade ediyoruz: Eğer halk oyunları yalnızca bayramlarda, vitrinlerde, bir ’gösteri süsü’ olarak hatırlanacaksa, biz o sahnelerde olmayacağız. Kültürümüzün hak ettiği değeri görmediği sürece, bizleri hiçbir resmi bayrama, tanıtıma davet etmeyin. Çünkü bizler sadece ’oynayan’ değil, yaşatan, öğreten ve aktaran insanlarız. Bugün burada sesimizi duyurmaya gelen tüm halk oyunları eğitmenlerimize, bu kültürün asıl taşıyıcılarına teşekkür ediyor, Iğdır halkını da bu mücadelede yanımızda olmaya davet ediyoruz" dedi.