Erdoğan'dan "sokak röportajı" eleştirisi: “Mikrofonu kapan millete hakaret ediyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokak röportajlarını eleştirdi. Erdoğan, “Mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor.” şeklinde konuştu.

GÜNDEM 6.05.2025 14:52:00 0
Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada Türkiye’nin medya ortamına dair dikkat çeken mesajlar verdi. Erdoğan, özellikle sosyal medya üzerinden yapılan sokak röportajlarını hedef alarak, “Mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor” ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyalarımızın farklı yerlerinde basın emekçileri hayatını kaybetti. İsrail Filistin'de 212 gazeteciyi şehit etti. Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor.

Görüyoruz ki hakikatin peşinden koşanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler tarihe not düşen sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgür ve özgün bir duruş sergiler. Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı sürece demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir.

28 Şubat hatırlatması

Siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, vesayetçi ve tek sesi medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak istemiyoruz. Manşetler sayesinde doğrudan hükümete ayar verildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye bugün 2020 öncesine göre, çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir. Bu özgürlük ortamı çoğu zaman sorumsuzluk seviyesine kadar gitmektedir.

Ülkemizdeki basın mensupları batıdaki meslektaşlarına göre daha rahat kalem oynatmaktadır. MİT tırlarının durdurulmasından, 17-25 Aralık darbe girişimine, bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı, gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle, o gün FETÖ'ye kol kanat gerenler aynı kişilerdir.

Sokak röportajlarına tepki

Eline bir mikrofon bir de kamera alanın kendini gazeteci ve muhabir olarak gördüğü bir ülkede yaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde şahit olduğumuz üzere, bu şahıslar özellikle sokak röportajı adı altında sokaklarda adeta terör estirmektedir. Öyle ki, mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendini buluyor. Halkın nabzını ölçmek yerine, gerek provokatif sorularla, gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor. İtibar suikastları ve hakaretler karşısında yargı harekete geçtiğindeyse bu sefer basın özgürlüğü denilerek yaygara koparılıyor.

“Her eline mikrofon alan gazeteci değildir”

Nasıl bir cübbe giyen hâkim-savcı-avukat olmuyorsa, nasıl bir üniforma giyen polis-asker kabul edilmiyorsa, nasıl her stetoskop takana doktor demiyorsak; eline mikrofon ve kamera alıp sokağa çıkan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden, halkı galeyana getiren, hele hele insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz, olsa da ona gazeteci denmez. Para kazanmak, 3-5 tık daha fazla almak gibi bahaneleri asla geçerli mazeretler olarak göremeyiz. Millete saygısı olmayanın yaptığı işe de saygısı olmaz.

Türk medyasındaki artan çeşitlilik vesayetçilerin gölgesine sığınarak güya gazetecilik yapanları rahatsız ettiğinin farkındayız. Son 40-50 günde yaşanana ellerine fırsat geçince bunların nasıl bir faşist rüzgâr estireceklerini görmüş olduk. Kimse kusura bakmasın. Yeni Türkiye'de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bülteni aratmayan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan, anti demokratik güç odaklarına sözcülük yapılan günler eskide kalmış, kötü bir anı olarak maziye karışmıştır. 

Demokrasimize güç veren medyanın başımızın üstünde yeri var. Yapıcı eleştiri ve muhalefeti ülkemizde görmek isteriz. Medya sopasına karşı duruşumuz nettir. Toplum mühendisliğine soyunan medyaya saygı duymayız. Vesayetçilerle mücadelemizi sürdüreceğiz.