Manisa’nın Demirci ilçesine bağlı Kargınışıklar Mahallesi’nde bulunan ve ilginç mimarisiyle dikkat çeken ahşap yapı 100’den fazla kişiye yuva oluyor. Geçmişte tüm mahalle tek parçadan oluşan yapıda yaşıyorken 1950’lerde çıkan yangından geriye çürümeye yüz tutan ancak bir çok kişinin burada yaşamak zorunda kaldığı ahşap yapı kaldı.
Manisa’nın Demirci ilçesine bağlı Kargınışıklar Mahallesi, Osmanlı döneminin izlerini taşıyor. Sarp arazi şartları, iklim yapısı nedeniyle ahşap ve kerpiçten yapılan evler, bitişik nizamla inşa edilmeleri nedeniyle dikkat çekiyor. Halıcılık, orman işçiliği ve kiraz yetiştiriciliğiyle geçimini sağlayan mahalle halkı, bitişik evlerinde komşuluk ilişkilerini geliştiriyor ve evler daha kolay ısınıyor. Maddi durumu zayıf yaklaşık 35 aile bu evlerde iç içe yaşamlarını sürdürürken, evlerin mimarisi fotoğraf tutkunlarının da ilgisini çekti. Birçok dergi ve fotoğraf tutkunu Kargınışıklar Mahallesi’ne giderek, bu ilginç evleri fotoğrafladı. İlgiden memnun olan mahalle halkı aynı zamanda evlerde yaşamın zor olmasından dolayı kendilerine yeni ev yapılmasını istedi.
30 yıldır bu evde yaşadığını söyleyen Ayşe Kızılkaya, "Burada 30 senedir yaşıyorum. Kimi eski tahtadan yapıda idare ediyoruz. Burada yaşamak çok zor. Bir yağmur yağdığında üstü çok akıyor. Üstlerine naylon koyarak idare ediyoruz. Buraya çok gelip incelemelerde bulundu. Bazı yerlerde devletimiz tamirat yaptı. Çatı yapmak istiyoruz ama yapamıyoruz. Yazın serin kışın soğuk oluyor. Yazın serinde iyi oluyor ancak soğukta durulmuyor" dedi.
"İmkanları olmadığı için burada yaşamaya mecburlar"
İlginç mimarisiyle dikkat çeken ahşap yapıda genelde fakir ailelerin yaşadığını söyleyen Kargınışıklar Mahalle Muhtarı Osman Altun, "Buradaki evlerin özelliği, burası daha önce Horasan’dan gelen 5 yörük tarafından buraya yerleşim yapılmış. Bu evlerin 268 yıllık olduğunu biliyoruz. Tarihi evler. Ayrıca buranın yaşam tarzı değişiktir. Burada oturan vatandaşlar birbirlerinin kapılarını çalmadan seslerini duyarlar. Burada yaşayan ailelerimiz de hepsi fakir aileler. İmkanları olmadığı için burada yaşamaya mecburlar. Bu aileler için devletten yardım beklemiştik. Bu evlerin özelliğinin de bozulmasını istemiyorlar bu hayattan da memnunlar. Genelde ahşaptan yapılma. Bu tahtalar elle yarılarak yapılmış. Çatıları da topraktandır. 1956’da büyük yangından sonra buradaki eski evler kalıyor. Buradaki yangından sonra vatandaşlar Demirci merkezine taşındı. Burada 100’ün üzerinden insan yaşıyor. Bir evde 7 nüfus var" diye konuştu.
"Buradaki insanlar birbirleriyle komşu konumundan bir aile durumuna geçmiş"
Demirci Atölye Halıcılığı Geliştirme Derneği Üyesi Kazım Aysan, "Tarihi çok eskilere dayanan bu köyümüz Demirci’de kiraz üretimiyle meşhur bir köyümüz. Bu köyün özelliklerinden bir tanesi de yaklaşık 250 yıl önce yerleşen Erzurum’dan gelen yerlilerin yaptığı yapılarla bu köyde yerleşim çoğalmış. Bu tamamen toprak ve ahşaptan yapılı yapılar yazın serin, kışın sıcak olması sebebiyle özellik arz ediyor. Tamamen bu yapım tarzı Erzurum’dan esinlenilerek yapılmış Karataş bölgesinin ahşaplarıyla birleştirilerek oluşturulmuştur. 1956 yılında yangından kurtulan köydeki tek yerleşim yeri bu ahşap yapıdır. Burada 100’ün üzerinde, küçük bir köyden daha fazla nüfus yaşamaktadır. Buradaki insanlar birbirleriyle komşu konumundan bir aile durumuna geçmiş durumdalardır. Herkes birbirinin balkonundan diğerine geçebilir. Bir evde hüzün varsa diğerinde sevinç olmaz. Herkes onun üzüntüsüyle bu üzüntüyü yaşar. Burası Demirci’nin kendini koruyabilen ender köylerinden bir tanesidir. Bu köyümüzde maalesef merkeze olan yoğun bir göç var" ifadelerini kullandı.
Yapının korunarak turizme kazandırılmasını isteyen Aysan, "Özellikle farklı illerden düğünlere cenazelere gelenler özellikle bu bölgede fotoğraf çekiyor. Karkınışıklar Mahallesi’nin kirazının dışında Nepal evlerine benzemesinden dolayı fotosafari için önemli bir merkez teşkil edebilecek durumdadır. Turizmde gerekli desteği alabilirse fotosafari için buraya turlar düzenlenebilir. Köye de katkı sağlayabilir" dedi.