Uğur Okulları tarafından düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) simülasyon programı Model Birleşmiş Milletler (Model United Nations/MUN), bu yıl 5’inci kez kapılarını açtı. ‘Yapay Zeka Destekli Bir Ekosistemde Sorumlu Davranmak’ temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte; BM’nin farklı komitelerini simülasyon yoluyla canlandıran öğrenciler, yapay zekanın etik, sorumluluk ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda nasıl ele alınması gerektiğini tartışacak.
Dünyada ilk kez 1953 yılında Harvard Üniversitesi tarafından uygulanan BM simülasyonu MUN, Uğur Okulları’nın desteğiyle bu yıl 5’inci kez düzenlendi. BM’nin farklı komitelerinin, simülasyon olarak öğrenciler tarafından canlandırıldığı Uğur Okulları Model Birleşmiş Milletler Konferansı (U-MUN), 20 Nisan tarihine kadar Pendik’te devam edecek. Tamamen İngilizce olarak gerçekleştirilen programda yüzlerce öğrenci, ‘Yapay Zeka Destekli Bir Ekosistemde Sorumlu Davranmak’ temasını ele alarak bilinçli teknoloji kullanımına dair önerilerini dile getirecek.
"Geçen yıl kapsamlı eğitim süreci yürütüldü"
Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, "Öncelikle Uğur Okulları’na böyle bir etkinlik düzenlediği için içtenlikle teşekkür ediyorum. Bugün dünya genelinde herkes yapay zekânın kullanımını nasıl daha etkili, daha verimli ve daha etik hale getirebiliriz sorusuna cevap arıyor. İşte tam da bu noktada, Uğur Okulları bir eğitim kurumu olmanın ötesine geçerek bir ekosistem olarak hareket ediyor ve bu önemli konuyu etik değerler çerçevesinde ele alıyor.
Geçtiğimiz yıl Uğur Okulları, yapay zeka eğitimine önce yöneticilerinden başladı; ardından bölüm başkanları ve öğretmenlere yönelik kapsamlı bir bilgilendirme süreci yürüttü. Bu sayede öğretmenlerine ve öğrencilerine yapay zekâyı doğru kullanabilmeleri için sağlam bir zemin hazırladı. Türkiye’de bu vizyoner adımı atmış bir başka okul henüz yok" dedi.
Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet, yapay zeka çok hızlı gelişiyor. Kullandığı token sayısı artıyor, ihtiyaç duyduğu işlem gücü katlanarak büyüyor. Ancak bu gelişmenin bir bedeli var. Yapay zekayı "beslemek" için büyük miktarda enerji ve doğal kaynak tüketiyoruz. Bilgisayarlar işlem yaparken yalnızca elektrik tüketmiyor, aynı zamanda gezegenimizin sınırlı kaynaklarını da zorluyoruz. Yapay zekayı tartışırken aslında insan zekâsını da yeniden tanımlıyoruz. Bu yüzden sadece bireylerin değil; şirketlerin, kurumların ve en önemlisi devletlerin bu alanda ciddi ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesi, etik ve çevre dostu kurallar koyması gerekiyor.
Bugün burada öğrencilerimizle birlikte sadece geleceğin teknolojisini konuşmuyoruz; aynı zamanda geleceğin ahlakını, bilincini ve sorumluluğunu da inşa ediyoruz. Bu nedenle bu etkinliği çok kıymetli buluyor, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum."
"Konuyu etik değerler çerçevesinde ele alıyor"
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Duygu Çakır, "Bugün dünya genelinde herkes yapay zekânın kullanımını nasıl daha etkili, daha verimli ve daha etik hale getirebiliriz sorusuna cevap arıyor. İşte tam da bu noktada, Uğur Okulları bir eğitim kurumu olmanın ötesine geçerek bir ekosistem olarak hareket ediyor ve bu önemli konuyu etik değerler çerçevesinde ele alıyor. Geçtiğimiz yıl Uğur Okulları, yapay zeka eğitimine önce yöneticilerinden başladı; ardından bölüm başkanları ve öğretmenlere yönelik kapsamlı bir bilgilendirme süreci yürüttü. Bu sayede öğretmenlerine ve öğrencilerine yapay zekâyı doğru kullanabilmeleri için sağlam bir zemin hazırladı. Türkiye’de bu vizyoner adımı atmış bir başka okul henüz yok" açıklaması yaptı.
Çakır, "Evet, yapay zeka çok hızlı gelişiyor. Kullandığı token sayısı artıyor, ihtiyaç duyduğu işlem gücü katlanarak büyüyor. Ancak bu gelişmenin bir bedeli var. Yapay zekayı ’beslemek’ için büyük miktarda enerji ve doğal kaynak tüketiyoruz. Bilgisayarlar işlem yaparken yalnızca elektrik tüketmiyor, aynı zamanda gezegenimizin sınırlı kaynaklarını da zorluyoruz. Yapay zekayı tartışırken aslında insan zekâsını da yeniden tanımlıyoruz. Bu yüzden sadece bireylerin değil; şirketlerin, kurumların ve en önemlisi devletlerin bu alanda ciddi ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesi, etik ve çevre dostu kurallar koyması gerekiyor. Bugün burada öğrencilerimizle birlikte sadece geleceğin teknolojisini konuşmuyoruz; aynı zamanda geleceğin ahlakını, bilincini ve sorumluluğunu da inşa ediyoruz. Bu nedenle bu etkinliği çok kıymetli buluyor, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum" dedi.
"Türkiye’nin dört bir yanından katılan öğrencilerimiz var"
Denizli Kampüsü Öğrencisi İbrahim Kocahıdır ise, "Uğur Okulları ve Denizli Bahçelievler Koleji adına bu anlamlı ve vizyoner etkinlikte yer almaktan büyük bir gurur duyuyorum. 2025 yılı Model United Nations (MUN) temalı bu konferans, sadece bir öğrenci buluşması değil, aynı zamanda yapay zekâ teknolojileri üzerine düşünen, sorgulayan ve çözüm üreten genç beyinlerin bir araya geldiği ulusal çapta önemli bir organizasyondur.
Konferansa Türkiye’nin dört bir yanından katılan değerli öğrencilerimiz, komitelerdeki yapıcı tartışmalarla AI (Yapay Zekâ) teknolojileri hakkındaki düşüncelerini başarıyla ifade etmişlerdir. Bu süreçte, geleceği şekillendirecek fikirler, etik sorumluluklar ve sürdürülebilir teknoloji anlayışıyla yoğrulmuş başarılı çözüm önerileri (resolution paper) ortaya koymuşlardır. Böylece, bu büyük emek ve bilgi birikimi, güçlü bir proje ve son derece kıymetli sonuçlarla taçlanmıştır" dedi.
Kocahıdır, "Konferansımıza toplamda 150’nin üzerinde ülke temsiliyle katılım sağlanmıştır. Lise düzeyinde yaklaşık 100’ün üzerinde katılımcı öğrenci yer alırken, ilkokul ve ortaokul kademelerinden de yine 75’in üzerinde öğrencimiz aktif olarak etkinliğe katkı sunmuştur. Bu da gösteriyor ki yapay zekâ yalnızca bugünün değil, geleceğin de en önemli konusu olacak ve bu geleceği yönetecek bireyler burada, bu salonda yetişmektedir. Tüm katılımcılara, organizasyonda emeği geçen herkese ve en önemlisi bu sürece yüreğini koyan öğrencilerimize teşekkür ediyor, bu değerli çalışmanın ilham verici sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum" şeklinde konuştu.
