Aydın’da bulunan ve Avrupa Konseyi tarafından "Flora Biogenetik Rezerv Alanı" ilan edilen Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda baharın gelişiyle birlikte bitkiler adeta coştu. Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Avrupa Sibirya flora bölgelerinin kesişiminde yer alan Milli Park, endemik türlerin de çiçeklenmesiyle bir doğa cennetine dönüştü.
Yaban hayatının son sığınağı konumunda olan ve Türkiye’de bulunan 18 bitki türü ile çok sayıda yaban hayvanına ev sahipliği yapan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda havaların ısınmasıyla birlikte doğa şöleni başladı. Tüylü çan çiçeği, şakayık ve kayabeğendi gibi nadir türlerin yanı sıra yüzlerce çiçek çeşidi, yüzünü göstererek ziyaretçilere kartpostalları aratmayan manzaralar sunuyor. Baharın gelmesi ile birlikte Milli Park’ın bitkilerinin coştuğunu ifade eden Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü; "Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Avrupa Sibirya Flora bölgesi elementlerinin içerdiği benzersiz çeşitlilik nedeniyle, Avrupa Konseyi tarafından ‘Flora Biogenetik Rezevr Alanı’ kabul edilen Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda baharla birlikte bitkiler coştu. Çiçeklenme zamanı olan Tüylü çan çiçeği, şakayık, kayabeğendi gibi endemik türlerinde bulunduğu yüzlerce çiçek milli parkı bir doğa cennetine çevirdi. Milli parkın bir yarımada olması, kısa mesafedeki iklimsel özelliklerinin farklılaşması ve 1966 yılından bu yana özel koruma statüsünde bulunması nedeniyle flora ve fauna açısından zengin bir çeşitlilik göstermekte uluslararası sözleşmeler, kanun ve yönetmeliklerle koruma altında bulunmaktadır. Milli park sadece denize girilen ve piknik yapılan bir yer olarak değerlendirilmemeli, tüm değerleriyle geçmişten günümüze ulaşan doğal bir miras olarak kabul edilmelidir" dedi.
"Her türlü önlemi almalı ve işbirliği yapmalıdır"
Aydın bölgesinin öncelikli olarak korunması gereken en önemli doğa alanlarının başında gelen Milli Park’ın, insan kaynaklı olarak baskı ve tehditleri de bulunduğuna dikkat çeken Sürücü; "Sıcak havaların başlaması ve iklim değişikliğinin etkisiyle de kuraklığın yaşanacağı önümüzdeki aylarda, milli parktaki en önemli tehdit yangın riski olacaktır. Milli parkın Kuşadası Kaymakamlığı, Aydın Orman İşletme Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma ekipleriyle birlikte, çıkabilecek bir yangın esnasında ziyaretçilerin karadan ve denizden tahliyesi ve söndürme çalışmalarının tatbikatını yapması yararlı olmuştur. Milli parkın en kalabalık olduğu aylar ve sıcak günler başlıyor artık. Tüp, sigara ve mangal vb. her türlü yangın çıkarabilecek ateşli alet için herkes duyarlı ve dikkatli olmalıdır. Ağaç altında ve yollarda sigara içimi yasaklanmalıdır. Doğa Koruma ve Milli Parklar başta olmak üzere kurumlar, kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve yöre insanlarının milli parkın korunarak geleceğe taşınması için her türlü önlemi almalı ve işbirliği yapmalıdır. Milli parkın korunması için sadece yarımadadaki önlemler yeterli olmayabilir. Özellikle milli parkın etki alanında bulunan Samson Dağları’nın da korunması çok önemlidir. Doğuya doğru uzanan ormanlık bölge milli park ile ekolojik ve coğrafi açıdan devamlılık göstermekte, flora ve fauna açısından da aynı türlere sahip olduğu görülmektedir. Bu alanda bir yangın olması durumunda milli park tehlike altına girecektir. Eğer buradaki ormanlık alan milli park sınırlarına alınırsa, tampon bölge oluşacak ve sürdürülebilir korumanın etkisi daha güçlü olacaktır" ifadelerine yer verdi.
