Baki Alkaçar

Tarih: 14.10.2025 09:04

Yeni Trafik Kanunu: Tek şemayla bütün temel sorunları çözmek

Facebook Twitter Linked-in

Bunu yaparken, ele aldığımız veya karşı karşıya kaldığımız konuların birer olgu olduğunu, kendine has özellikleri bulunduğunu ve bir nevi yaşam evrelerinden geçtiğini, bu yaşam evrelerinin çevrenin etkisinde olduğunu ve yapısal niteliklere dikkat edilmeden yapılacak müdahalelerin de istenilen sonucu veremeyeceğinin altını çizmekti amacım. 

Türkiye’deki zihinsel şema konuları doğrusal olarak ele alır. Genel olarak konunun yapısal özellikleri, çevresel koşulları ihmal edilerek ele alınma eğilimi vardır. Türkiye neredeyse her yirmi yılda bir aynı sorunlarla boğuşmak zorundadır mesela. Yüksek enflasyon, bütçe açığı, cari işlemler sorunu döviz krizi, düşük büyüme gibi ekonomik sorunlar, buna eşlik eden siyasi sorunlarla birlikte tekrar ederek gündeme gelir. Hatta aynı meselelerle boğuşurken Ortadoğu’da da ciddi siyasi çalkantılar dış politikanın en sıcak konusu oluverir böyle dönemlerde. 

Neden? 

Biz olayları toplu olarak görmediğimiz, konulara tarihi-sosyolojik açıdan yani olgu merkezli bakmadığımız için neredeyse her yirmi yılda bir karşımıza çıkan bu sorunların neden tekrar edip durduğunu görmez, dikkatimizi ve mesaimizi önümüzdeki sorunları çözmeye ayırırız. Bir nevi hasta beden yerine hep semptomlarla uğraşırız.

Geçtiğimiz hafta benzer bir konu gündemdeydi. Yeni bir trafik kanunu tartışılmaya başlandı. Kanun teklifi ile ilgili basında yer alan haberlere göre, para cezaları artırılacak, ehliyetlere el koyma tedbiri yaygınlaştırılacak ve trafik kazalarının önüne geçilecek. Amaç bu. 

Peki bu mümkün mü? Ceza artırıldığında suç azalır mı?

Literatürde bu yaklaşıma hukukun ekonomik analizi deniliyor. Suç bir nevi piyasadaki bir mal gibi düşünülüyor. Ceza da malın fiyatı gibi. Malın fiyatı artınca talebin düşmesi misal cezanın artmasıyla suçun da azalacağı varsayılıyor. Ekonomik yaşamla ilgili zihinsel şema hukuk alanına uyarlanıyor. 

Aslında bu bizim pek de yabancısı olmadığımız bir yaklaşım: “Sallandıracaksın birkaç kişiyi bak bakalım bir daha yapıyorlar mı?” Hatırladınız di mi? 

Tek zihinsel şemayla bütün temel sorunları çözmeye çalışıyoruz. 

Daha önce bahsetmiştim sanırım, önce inanır sonra gerekçe ararız. Trafikle ilgili bu meselede de durum aynı. Yetkililer çözümün cezaları artırmakta olduğuna inanmışlar ve bunun için gerekçe bulmakta da zorlanmıyorlar. Bunu yaparken de kural ihlalleri, kaza ve kazalarda ölenlere ilişkin istatistikleri paylaşıyorlar. 

Basında yer aldığına göre bu konuda açıklama yapan sayın yetkili 2015 yılında 7.530 can kaybı yaşandığını, kayıpların günlük 20.6 olduğunu, 2021 yılında bu sayının günlük 14,7 yıllık 5.362 olarak gerçekleştiğini söylemiş. 2023 yılında ise bir günde kazalarda ölenlerin sayısı 17,9 olmuş. Sayın yetkilimiz 2023 yılındaki artışın gerekçesini şöyle belirtmiş;

”Bu artışın sebebi, trafik kültürünün ve güvenliğinin oluşabilmesi için trafik denetimi ve caydırıcı kuralların bir beraber olması lazım. Biz 6 Şubat'ta 2023 asrın felaketini yaşadık, tabii ki o noktada tek bir duruşumuz vardı, yaraları sarmak. Peşinden hemen mayıs seçimleri oldu ve o 4-5 beş aylık durumdaki kaza, ölüm ve yaralanma sayıları maalesef çok arttı. Yılın son 6 ayında bu süreci toparlamak için denetimle ilgili çok gayret gösterdik.  Ama asıl 2024'e hazırlandık. Bunu yaparken de emniyet ve jandarmadaki trafik görevlilerimizi artırdık. Ekip, araç, radar sayılarımızı artırdık. Plan dahilinde denetim gücümüzü artırdık.” 

Yetkilinin bu ifadesini destekleyen veri, 2023 yılında trafik kazalarında ölenlerin sayısının 6,548’den 2024 yılında 6,341’e gerilemesi.  Denetim gücü artınca kazalarda ölenlerin sayısı düşmüş. Sevindirici gelişme. Ama bu düşüşün denetimle ne kadar ilgisı var acaba? 

Bir şeyler söylemek için daha fazla veriye ihtiyacımız var sanki. Çünkü 2023 yılında 1 milyon 314 bin olan kaza sayısı, 2024 yılında 1 milyon 444 bin olmuş (yükselmiş diyerek sizi yönlendirmiyorum). Acaba bunda trafikteki araç sayısının 2023 yılında 28,7 milyondan 2024 yılında 31,3 milyona çıkmasının payı var mı? 2015-2017 yıllarında trafikteki araç sayısı 20-23 milyon arasında seyrederken her yıl trafik kazalarında ölenlerin sayısının ortalama 7,300’ün üzerinde olması nasıl açıklanıyor? 2015 yılında trafikteki her otomobilden yüzde 1,4’ü ölümlü kazaya karışmışken 2024 yılında bu oranın yüzde 1’e düşmesinin nedeni ne olabilir? Acaba trafiğe kayıtlı otomobil sayısı 2015 yılında yaklaşık 10,5 milyonken 2024 yılında 16,2 milyona çıktığı halde, kazaya karışma oranının düşmesinde ceza uygulamasının rolü ne kadardır? 

Aslında kendimizi doğrulamayı severiz. Bu nedenle inancımızı destekleyen verileri benimser bizi desteklemeyen verileri ise görmezden geliriz. Ayrıca az veriyle de kolayca karar verme gibi bir alışkanlığımız var. Kuşkusuz yetkililer iyi niyetle hareket ediyorlar ama sorun kompleks. Ve içinde insan var. 

Sayın yetkili aslında insan faktörüne de değinmiş verdiği söyleşide. "Ceza, insanı anlık durdurur. Ama kalıcı olan bunun bir vicdan sorumluluğu haline gelmesi. 37,5 milyon sürücü var. Bu yollarda ya sürücüsünüz ya yolcusunuz ya yayasınız. Yani kendiniz kurala uyduğunuz zaman başkasının yaşam hakkını da korumuş oluyorsunuz. Bu çok büyük bir kul hakkı. Hani biraz daha böyle manevi olarak ifade etmemiz gerekir. Siz kendinizi düşünmediğiniz, kurala uymadığınız zaman başkasının da hayatını riske ediyorsunuz.” 

Sayın yetkili bu sözlerle trafikteki kural ihlalini çok geniş çağrışımları olan “kul hakkı” ile etiketlendiriyor. Çok doğru bir yaklaşım.  Ancak, acaba bazı yabancı dillerdeki gibi trafik kazalarındaki ölümleri kazada öldü yerine kazada öldürüldü* diye ifade etsek, insanların bu kazaları algılamaları ve trafikteki davranışları nasıl etkilenir? Burada trafik kurallarına uymak konusunda hassas davranmayan vatandaşlarımızın yurt dışında kurallara uymasının bu ifadenin yarattığı iklimle ilgisi yok mu acaba? Yoksa o ülkelerde başka tür bir “trafik canavarı” mı var?

Evet trafik, devasa kompleks bir olgu. İnsan davranışlarını kalıcı olarak değiştirmek kolay da değil. Yetkilinin dediği gibi ceza anlık etki yapıyor. Zihinsel şemamızı gözden geçirmekle işe başlasak daha iyi olacak sanki. 

(*) TÜİK de trafik kazasında ölenleri “killed” olarak tanımlıyor   

Kaynak: https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=ulastirma-ve-haberlesme-112, Yıllara Göre Kaza, Ölü ve Yaralı Sayısı sekmesi


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —