Tarih: 23.10.2025 12:38
Okullar açıldı, grip riski arttı
Okul sezonunun başlamasıyla birlikte grip vakaları da gündemimize girmeye başladı. "Çocuklar okulda virüslerle temas ediyor, hastalığı eve taşıyor ve bu durum kaçınılmaz olarak tüm aile bireylerini etkiliyor" diyen Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Eda Kepenekli, grip aşısının yalnızca bireysel koruma sağlamadığını, aynı zamanda toplumsal bulaş zincirini kırarak salgınların önüne geçtiğini vurguladı.
Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Eda Kepenekli, yaptığı açıklamada okulların açılmasıyla birlikte grip vakalarında artış gözlendiğini belirterek, çocukların sınıf, servis, kantin ve oyun alanları gibi kapalı ortamlarda uzun süre bir arada bulunmasının virüsün hızla yayılmasına neden olduğunu ve bu dönemde grip aşısının çocuklar ile aileler için hayati bir öneme sahip olduğunu söyledi. Kepenekli, grip aşısının sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir koruma sağladığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklar okulda kaptıkları virüsü eve taşıyarak aile büyüklerine, belki kronik hastalığı olan kardeşlerine ve yaşlılara, risk altındaki diğer bireylere bulaştırabiliyor. Grip aşısı, hastalığın bulaşma riskini azaltırken aynı zamanda pnömoni ve kalp kası iltihabı gibi ciddi komplikasyonların önüne geçiyor. Böylece hem çocukların okul devamsızlığı hem de toplum genelinde hastalık yükü önemli ölçüde azalıyor."
"Aşıyla bulaş zinciri kırılıyor"
Çocukların okullar, kreşler ve oyun alanları gibi kalabalık ortamlarda uzun süre bir arada bulunmaları, sık temas etmeleri ve hijyen kurallarına tam olarak uyamamalarının, virüslerin hızla yayılmasına zemin hazırladığını hatırlatan Prof. Dr. Eda Kepenekli, "Aşı, bireyleri enfeksiyona karşı doğrudan korumanın yanı sıra, toplum genelinde yeterli aşılanma oranına ulaşıldığında virüsün dolaşımını zorlaştırarak bir 'koruma kalkanı' oluşturur. Bu etki, yalnızca aşı olanları değil, sağlık durumu nedeniyle aşı olamayan bireyleri de koruyan sürü bağışıklığı mekanizmasını devreye sokar" dedi. Kepenekli, grip aşısının, bu bulaş zincirini kırarak hem çocukların hem de çevrelerindeki yetişkinlerin korunmasına önemli katkı sağladığını vurguladı.
"Yalnızca çocuklar değil, tüm aile korunmalı"
Grip aşısının yalnızca öğrenciler için değil, aynı zamanda öğretmenler, okul personeli ve çocuklarla aynı evde yaşayan tüm aile bireyleri için büyük önem taşıdığını vurgulayan Kepenekli, "Okul, sadece öğrencilerin değil; öğretmenlerin, idarecilerin, temizlik ve servis görevlilerinin de sürekli etkileşim içinde olduğu dinamik bir ekosistemdir. Bu zincirin herhangi bir halkasında virüsün bulaşması, kısa sürede tüm okula ve ev ortamına yayılabilir. Dolayısıyla okul topluluğundaki tüm bireylerin aşılanması, sadece kendi sağlıklarını korumakla kalmaz; toplum genelinde bağışıklığın güçlenmesini, yani virüsün dolaşımının zorlaşmasını sağlar. Bu sayede, grip enfeksiyonu açısından yüksek risk grubunda yer alan bebekler, yaşlılar ve kronik hastalığı bulunan bireyler de dolaylı olarak korunmuş olur" ifadelerini kullandı.
"Grip sezonu Nisan ayına kadar sürüyor, aşı için hiçbir zaman geç değil"
Türkiye'de grip aşısı için en uygun dönemin Ekim ve Kasım ayları olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eda Kepenekli, aşının zamanlamasının önemine de vurgu yaptı. Kepenekli, "Grip sezonu genellikle sonbaharda başlar ve Mart, hatta Nisan aylarına kadar devam eder. Bu nedenle 'artık geç kaldım' düşüncesiyle aşıdan vazgeçmemek gerekir. Sezon ilerlese bile aşı yaptırmak, hastalığın şiddetini azaltmak ve komplikasyonlardan korunmak açısından her zaman fayda sağlar" dedi.
Kepenekli, çocuklarda aşı uygulamasının 6 aylıktan itibaren yapılabildiğini belirterek şu bilgileri paylaştı: "İlk kez aşılanan 6-8 aylık bebeklerde bağışıklığın tam gelişebilmesi için iki doz uygulanması gerekir. Daha önce aşılanmış veya 9 yaşından büyük çocuklar için tek doz yeterlidir. Aşının her yıl yenilenmesi de çok önemlidir, çünkü grip virüsleri her sezon yapısal değişiklikler gösterir. Bu da bir önceki yılın aşısının yeterli koruma sağlamayabileceği anlamına gelir."
"Ek önlemler de şart"
Aşının gripten korunmada en etkili ve güçlü yöntem olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Eda Kepenekli, bununla birlikte bireysel ve çevresel koruyucu önlemlerin de hastalığın yayılımını önemli ölçüde azalttığını belirtti. Kepenekli, şöyle devam etti: "Grip sadece bireyleri değil, okul, iş yeri ve ev gibi toplu yaşam alanlarını da etkileyen bir enfeksiyondur. Bu nedenle aşılamanın yanı sıra basit ama etkili hijyen alışkanlıklarının günlük yaşamın bir parçası haline getirilmesi çok önemlidir."
Kepenekli, korunmada dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: "Ellerin sabun ve suyla düzenli olarak yıkanması, sınıfların ve kapalı ortamların sık sık havalandırılması, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnun tek kullanımlık mendil veya dirsek içiyle kapatılması, ortak kullanılan oyuncak, masa ve eşyaların düzenli olarak temizlenmesi gibi basit uygulamalar virüsün bulaş riskini önemli ölçüde azaltır."
Prof. Dr. Kepenekli, özellikle küçük çocuklar, yaşlılar, hamileler ve kronik hastalığı bulunan bireylerin yüksek risk grubunda yer aldığını hatırlatarak, "Bu kişilerde hastalık daha ağır seyredebilir. Dolayısıyla risk grubundakilerin kalabalık ortamlarda maske kullanması, semptomlar ortaya çıktığında gecikmeden doktora başvurması ve gerekli tedbirleri zamanında alması son derece önemli" ifadelerini kullandı.
"Geçen sezon ve yeni döneme dair öngörüler"
2024-2025 grip sezonunun önceki yıllara kıyasla orta-yüksek şiddette seyrettiğini hatırlatan Prof. Dr. Eda Kepenekli, özellikle çocuklar arasında artmış hastalık yükü ve yüksek komplikasyon oranları gözlendiğini belirtti. Kepenekli, bu durumun en önemli nedenleri arasında aşılama oranlarının düşüklüğü, toplumda süregelen yanlış bilgi ve aşı tereddüdü, ayrıca pandemi sonrası dönemde azalan korunma alışkanlıklarını gösterdiğini vurguladı. Kepenekli, "Grip bu yıl yalnızca okul çağındaki çocuklarda değil, daha küçük yaş gruplarında da ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına ve hastane yatışlarına yol açtı. Ne yazık ki pediatrik ölümlerde de artış görüldü. Bu tablo, toplum bağışıklığının yeterince güçlü olmadığını gösteriyor" dedi.
Kepenekli, benzer bir senaryonun gelecek yıl da yaşanmaması için erken uyarıda bulunarak şu ifadeleri kullandı: "Eğer aşılama oranları artırılmazsa, önümüzdeki sezon da aynı hatta daha ağır bir tabloyla karşılaşma riskimiz yüksek. Oysa bu risk, etkili bir aşılama programı ve basit korunma önlemleriyle önemli ölçüde azaltılabilir. Her aile üyesinin grip aşısını zamanında yaptırması, çocukların okullarda hijyen kurallarına uyması ve toplu yaşam alanlarında önlemlerin sürdürülmesi, sadece bireysel koruma sağlamakla kalmaz; virüsün toplum genelinde yayılmasını da büyük ölçüde önler."
Kepenekli sözlerini, "Grip, hafife alınmaması gereken, her yıl kendini yenileyen ve hızlı bulaşan bir hastalıktır. Aşılanmak, hem kendimizi hem çevremizi korumanın en basit ve en etkili yolu" diyerek tamamladı.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —